PALMİYELERİN SOĞUĞA DAYANIKLILIĞI, İKLİME GÖRE PALMİYE SEÇİMİ (Bölüm: I)

 Palmiyeler Arecaceae ailesinden, ağaçsı gövdeye sahip, monokotilodon (tek çenekli) bitkilerdir. Sıklıkla tropik ve subtropik bölgelerde yaygın olarak bulunan bu bitkiler karakteristik görünümleri ile kolaylıkla tanınırlar. Bitki sınıflandırmasında, modern binominal (iki isimli) sistemin kurucusu olan İsveçli Botanist Carl Von Linnaeus, palmiyeleri bitkiler arasında "Prenses" olarak adlandırmıştır.

 

Palmiyeler genellikle yaprakları ile taç oluşturan ağaçsı bitkilerdir. Çoğu tür tek gövdeye sahiptir. Bazı türlerde, gövde toprak altında olabildiği gibi bazılarında, hiç gövde bulunmayabilir. Genelde palmiyelerin tek gövdeli olmalarına karşın bazı türler kardeşlenme gösterirler ve yandan verdikleri kardeşler nedeni ile çok gövdeli olarak görülürler. Sarmaşık özelliğinde olan palmiyeler (rattan) de bulunmaktadır. Palmiye yaprakları çok belirgin ve karakteristik bir şekildedir. Çoğu türün yaprakları, palmat (yelpaze) veya pinnat (tüysü) yapıya sahiptir. Ancak daha değişik şekillerde yapraklar da görülür.

 

Dünyada bulunan 3.000 tür dolayındaki palmiyelerin büyük kısmı, tropik ve subtropik iklim bölgelerinde yaşamakla birlikte, 20 derece kuzey ile 20 derece güney enlemleri arasında palmiye yetişmektedir. Doğal olarak en kuzeyde bulunan palmiye, kuzey-batı ve güney-batı Akdeniz kıyı kuşağındaki, bodur Akdeniz Yelpaze Palmiyesi (Chamaerops humilis), en güneyde bulunan ise Yeni Zelandada yetişen, Tıraş Fırçası Palmiyesi (Rhopalostylis sapida)dir.

 

Tropik ve subtropikal bölge vejetasyonunun en önemli öğelerinden olan palmiyeler yalnız çöl, deniz kumsalları veya çok sıcak bölgelerde değil, yüksek dağlarda veya tropikal ormanlarda, ağaç altı örtüsü olarak da bulunurlar. Bu nedenle palmiyelerin hangi şartlarda yaşamlarını sürdürebileceğinin anlaşılması için, doğalarındaki çevre koşullarının bilinmesi çok önemlidir. Çin yelpaze palmiyesi (Trachycarpus fortunei) -18 °Cye dayanıklılığı nedeni ile Kanadanın birçok yerinde ve İsviçrede Alp Dağlarının eteklerinde yaşayabilmektedir. Yine Afganistan ve İranın yüksek dağlık bölgelerinde bulunan Mazari palmiyesi (Nannorrhops rictchina) -21 °C soğuğa dayanabilmektedir.

 

Ülkemizin ılıman bölgelerinde, birçok palmiyenin dış mekâna uyum gösterebileceği ve bütün bölgelerde, iç mekânda palmiye yetiştirilebileceği açıktır. Ülkemiz ılıman kuşağında, dünyada bulunan 3.000in üzerinde tür palmiyeden en az 100 kadarı korumasız olarak, belki de bunun 2-3 kat fazlası, hafif bir koruma ile dış mekânda yetiştirilebilir.

 

 

İKLİM ÖZELLİKLERİ ve MİKRO-KLİMA

Aşağıda verilen bilgiler, uzun yılların gözlem, deneyimleri ve çeşitli kaynakların değerlendirilmesi ile hazırlanmıştır. Yalnız palmiye değil, tropik ve subtropik bitkileri yetiştirmek isteyenler için çok yararlı olacağına inanıyorum.

 

Bütün bitkilerde olduğu gibi palmiyede de yeni bir türü adapte etmeye çalışmadan önce, bu bitkinin doğal konumundaki iklim verileri (su, nemlilik, sıcaklık, rüzgâr, ışık), ortamın özellikleri (toprak, denizden yükseklik, yerel bitki örtüsü vb.), iyice incelenmeli ve dikkate alınmalıdır. Eğer üretmek istediğiniz palmiyenin doğal yetişme yerini ve buradaki gereksinimlerini bilmiyorsanız, bunu bahçenizde uygulamanız olanaksızdır.

 

Bu nedenlerle bulunduğunuz kent ve bölgenin iklim verilerini iyice incelemenizi öneririm. Uzun yıllar yaşadığınız, sıcak sandığınız, hiç don olayı görmediğiniz kentinizde, meteorolojik verilere baktığınızda, belirli yıl ve gecelerde ısının -4 °C hatta daha aşağı dereceye düştüğünü göreceksiniz. Bazı kentlerimiz için Meteoroloji Genel Müdürlüğü yayınlarından alınan bilgiler, aşağıdaki tabloda verilmiştir. Bulunduğunuz kent için yerel meteoroloji istasyonu veya Meteoroloji Genel Müdürlüğünden verileri isteyebilirsiniz. Bu veriler size bölgesel iklimi verecektir. Ancak mikro-klima dediğimiz yerel iklimi de göz önüne almak gerekmektedir.

 

 

KENT

En Düşük Sıcaklık ve

Yılı   (°C)

En Yüksek

Sıcaklık ve

Yılı   (°C)

Yıllık Ort. Sıcaklık (°C)

Yıllık Ort.

Yağış mm

Ortalamanın                                             

5 ˚C den fazla olduğu gün sayısı

RİZE

 -7,   1963

38.2  1980

    13.8

2300

332

SAMSUN

-8.1  1950

39.0  1939

    14.5

712

334

SİNOP

-8.4  1942

34.5  1940

    13.9

670

337

ZONGULDAK

-8.0  1950

40.5  1942

    13.2            

1220

319

FLORYA

-12.6 1963

38.6..1958

    13.9

642

322

GÖZTEPE

-16.1 1929

40.5  1970

    14.0    

677

324

TEKİRDAĞ

-13.5 1942

37.6  1940  

    13.8

575

316

YALOVA

-11.0 1985

40.2  1970

    14.0

742

331

İZMİT

 -8.7  1960

42.9  1945

    14.5

772

327

AYVALIK

 -7.6  1967

40.4  1987

    16.6

637

374

İZMİR

 -8.2  1942

42.7  1958

    17.6

691

353

ÇEŞME

 -3.7  1983

38.0  1979

    17.0

590

357

BODRUM

 -4.5  1976

44.0  1987

    18.9      

743

362

MARMARİS

 -4.0  1960

43.1  1973

    19.5

1198

362

KÖYCEĞİZ

 -7.0  1964

45.2  1973

    18.2

1096

361

DALAMAN

 -5.3  1976

48.5  1973

    17.9

1034

362

ANTALYA

 -4.6  1950

46.7  1977

    18.5

1053

361

ANAMUR

 -4.7  1950

44.2  1956

    19.2

993

364

ALANYA

 -3.1  1961

41.9  1956

    18.6

1106

364

ANTAKYA

 -4.6  1950

43.9  1962

    18.2

1124

355

ADANA

 -8.4  1964

45.6  1958

    18.8

647

362

ANKARA

-24.9  1942

40.0  1954

    11.7

378

272

 

 

 

 

 

 

TABLO I - Bazı Kentlerimizin İklim Verileri 

 

Mikro-klima kısaca bulunduğunuz mekânın ve yakın çevresinin iklim özelliğidir. Sıcak bir mikro-klima, soğuk rüzgârların bir tepe, bina, ağaçlar veya diğer oluşumlar tarafından, engellenmesi ile veya güneş ışınlarının tutularak ısının yükseltilmesi şeklinde yaratılabilir. Buna ek olarak tepeler, civar ormanlar veya göller, yağmur miktarını veya nemi arttırarak "nemli bir mikro-klima" yaratırlar. Bir bahçenin çevresinde ve içinde bulunan beton veya taş duvarlar, yollar veya binalar, gündüz ısıyı tutup gece bırakarak bahçenin belirli kısımlarında hafif donu önleyebilirler.

 

Sıcak mikro-klimanın tersi, soğuk mikro-klima da mevcuttur. Yüksek dağ ve tepelerin üzerindeki soğuk hava, yoğunluğu nedeni ile aşağı iner, vadilerden dere gibi akarak geçer ve çukur bölgelere oturur. Eğer bulunduğumuz mekân, yüksek, karlı dağların güneyinde, çukur bir yerde ise, rüzgârsız, havanın durgun olduğu zamanlar, hiç istemediğimiz soğuk misafir gelip bizim bahçemize oturacaktır. Bizim çukur bahçemizden, 100-200 metre yükseklikte, dağın eteğindeki alanların sıcaklığı bizden birkaç derece yukarda olacaktır.

 

Sıcak mikro-klima birçok faktöre bağlı olarak, bitkinin kışın soğuk ve dondan korunmasına yardım eder. Bu faktörlerden en önemlisi rüzgârdır. Soğuk rüzgârın, bitki ölümü üzerine ne denli etkisi olduğunu anlamak için bir örnek veriyorum; -2 °Cde 40 km/saatte esen bir rüzgârın, canlılar üzerinde yaptığı etki -17 °Cye uymaktadır.

 

Bulunduğumuz kentin, kaydedilen en düşük ısısının -6°C olduğunu kabul edelim. Eğer bahçemiz kuzey rüzgârlarına karşı korunaklı (bina, duvar, yeşil örtü) ve güneye açık ise, kuzey yarım kürede olduğumuza göre, gündüz güneş ışınlarından en fazla yarar sağlanacaktır. Gündüz ısınan duvar ve yollar nedeni ile gece ısısı, civardan daha yüksek olacaktır. Ayrıca soğuk kuzey rüzgârlarının bitkiler üzerindeki olumsuz etkisi de, bir ölçüde önlenecektir. Biz buraya -4°C dereceye dayanan palmiyeleri rahatlıkla, -6°C dereceye dayanan palmiyeleri ise riskli olarak dikebiliriz (Tablo II.ye bakınız).

 

Soğuğa ne kadar dayandığını bilemediğimiz palmiyelerin mutlaka kuzey rüzgârlarından korunaklı bir yere dikilmesi, gerektiğinde gövdenin hasır veya battaniye ile sarılması veya palmiyenin tümünün bir örtü altına alınması uygun olur. Soğuk ülkelerde bazı palmiye meraklıları, ısının fazla düştüğü kış günlerinde, bitkilerini elektrikli battaniye veya Noel ağacı süsler gibi ufak ampullerle ısıtarak korumaktadır. Hatta her kış palmiyesinin üzerine ufak bir sera yapıp, yazın kaldıranlar vardır.

 

Hangi palmiyenin en düşük kaç derece ısıya dayanabileceğini yalnız doğal ortamını bilerek kestirme olanağı yoktur. Bazen en umulmadık bitkilerin, doğal ortamlarından çok farklı yeni bir ortama uyum sağladıkları ve soğuğa dayandıkları görülmektedir.

 

 

PALMİYENİN ADI

TÜRKÇE ADI

˚C

Rhapidophyllum hystrix

Rapidofillum Palmiyesi

-27

Nannorhops richtiana

Mazari Palmiyesi

-22

Sabal minor

Cüce Sabal

-20

Trachycarpus fortunei

Kıllı Gövdeli Palmiye

-18

Trachycarpus takil

Kıllı Gövdeli Takil Palmiyesi

-18

Trachycarpus wagnerianus

Kıllı Gövdeli Wagner Palmiyesi

-18

Sabal palmetto

Lahana Palmiyesi

-13

Butia capitata

Jöle Palmiyesi

-12

Brahea armata

Mavi Palmiye

-12

Serenoa repens

Serenoa Palmiyesi

-12

Chamaerops humilis

Akdeniz Yelpaze Palmiyesi

-12

Washingtonia filifera

Kalın Gövdeli Vaşingtontonya

-12

Phoenix canariensis

Kanarya Adaları Hurması

-12

Phoenix theophrastii

Datça Hurması

-12

Sabal texensis

Teksas Sabalı

-12

Datça Hurmasının doğal ortamı olan Datça, Girit ve Finikede, yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı Akdeniz iklimi egemendir. Palmiye doğal olarak 230 metreye kadar olan yükseklikte, dıştan kurak gözükse bile, derinde kökünün erişebileceği su veya nemlilik olan bir ortamda bulunmaktadır. İklim verilerine bakarsak doğal ortamındaki en düşük sıcaklık -4,5 C° altına düşmemektedir. Bu palmiye üzerinde yeterli araştırma yapılmadığından, henüz kaç dereceye dayanabileceği bilinmemektedir. Palmiye Merkezindeki genç hurmalar, kısa süreli -7 °Cde herhangi bir bozulma belirtisi göstermemiştir. Dış yayınlarda -12 °Cye dayandığı bildirilmiştir. Bu palmiyenin daha soğuk bölgelere dikilmesinden sonra alınacak sonuçlar, kaç derece soğuğa dayanabileceğini ortaya çıkaracaktır.

 

Palmiyelerin yetiştirilmelerinde dikkate alınacak en önemli üç faktör; sıcaklık, yağmur ve dondur. Don olayı ve donun derecesi, palmiyenin yaşaması için göz önüne alınacak tek sıcaklık ölçüsü değildir. Bazı tür palmiyeler için yaz sıcaklığının düşük olması da yetersiz ortam anlamına gelir. Eğer yazlar serin ve kısa ise palmiye yeterli gelişmeyi gösteremez, büyümesi durur ve yavaş yavaş ölüme gider. Örnek vermek gerekirse, balık yüzgeçli palmiyelerden Caryota urensin büyümesini sürdürebilmesi için günlük, en az ortalama 22 °C ısıya gereksinimi vardır. Günlük ortalama ısı 15 °Cye düştüğünde, büyümesi son derece yavaştır. Yaz ısı ortalaması düşük olan bölgelerde Caryota urens yetiştirilmeye çalışılırsa, yazın iyi bir büyüme gösteremez. Kışa hazırlıksız ve zayıf bir durumda girer. Sağlıklı olmayan bir bitkinin, don olan günleri atlatması son derece zor, hatta olanaksızdır.

 

Ilıman iklim bölgelerinde her mevsimin, soğuğa dayanıklılık veya soğuk sonucu ölümle, yakından ilgisi vardır. Tropikal bitkilerin çoğu sıcağı severler ve şeker yapımı için sıcak ortama gereksinimleri vardır. Kışın soğuk ve don olan günleri atlatarak yaşamını sürdüren bir bitki, yazın kaybettiklerini yerine koyamazsa ölmeye mahkûmdur. Ayrıca yazın yeteri kadar şeker imal edilememişse, bitki özsuyunun antifriz özelliği de azalır. Bir örnek gerekirse, Pakistan, Afganistan ve İranın yüksek dağlık bölgelerinde yetişen Mazari Palmiyesi (Nannorrhops ritchieana) doğasında -21 °Cye rahatlıkla dayanmaktadır. Ancak aynı bitki kuzey Avrupada yetiştirilmeye çalışıldığı zaman, serin geçen yaz mevsiminde gerekli gelişmeyi gösterememekte ve kışın -12 °Cde ölmektedir.

 

Sonbaharın uzun ve sıcak geçmesi de yetiştirmek istediğimiz sıcak iklim palmiyesi üzerine kötü etki yapar. Sıcak sonbaharda, palmiye büyümesine devam ederken, ani gelen kış ve don bitkiyi şoka sokar. Büyüme devresinde soğuk ve don şokunun atlatılması, büyümenin durduğu durgunluk devresine göre çok daha zordur. Sonbaharın soğuk fakat don olayı olmadan geçmesi, bitkinin kışa hazırlanması yönünden, yaz gibi geçmesinden çok daha iyidir.

 

İlkbaharın birdenbire yaz havasında gelip, sonra havanın tekrar soğuması bitki üzerine çok kötü etki yapar. Havanın ısınması ile yeni çıkan hassas, taze yapraklar, bundan sonra oluşacak dondan çok fazla etkilenir. Haritaya baktığımızda, güney-doğu Asya ile güney-doğu ABDnin hemen hemen aynı enlemlerde olduğunu görürüz. Güney-doğu Asyada kuzeydeki yüksek dağlar, kutup soğuklarının gelmesini önlediklerinden, geç ilkbahar donları görülmez. Buradaki doğal bitkiler ilkbaharın gelmesi ile büyüme sürecine girerler. ABDnin güney doğu bölgesinde ise, ilkbaharda havanın ısındığını ancak burada dağların oluşturduğu bir perde olmadığı için, ilkbahar süresince her zaman kutup soğuklarının Meksika Körfezine ulaşma olanağını bulabileceklerini görmekteyiz. Bu nedenle doğal bitkiler, hakiki yaz sıcakları gelmeden, büyümeye başlamayarak kendilerini korumaktadırlar. Bizim bahçemizde de ilkbahar donları görülüyorsa, Amerika kökenli bir palmiyenin yaşama şansı, güney-doğu Asya kökenli bir palmiyeye göre daha fazla olacaktır.

 

 

Washingtonia robusta

İnce Gövdeli Vaşingtonya

-11

Livistona decipiens

Salkım Lahana Palmiyesi

-11

Butia eriospathe

Tüylü Butia

-10

Phoenix dactylifera

Arap Hurması

-10

Sabal causiarum

Porta-Rika Şapka Palmiyesi

-10

Sabal bermaduana(princeps)

Büyük Sabal

-10

Arenga engleri

Şeker Palmiyesi

-9

Livistona australis

Avustralya Livistonası

-9

Livistona chinensis

Çin Yelpaze Palmiyesi

-9

Trithrinax acanthocoma

Dikenli Lifli Palmiye

-9

Phoenix sylvestris

Gümüşi Hurma

-8

Sabal domingensis

Hispanyola Palmettosu

-8

Brahea edulis

Yenen Brahea

-8

Brahea elegans

Zarif Brahea

-8

Acoelorraphe wrightii

Florida Bataklık Palmiyesi

-8

Chamadorea radicalis

Gövdesiz Şamadora

-8

Syagrus romanzoffiana

Kraliçe Palmiyesi

-8

Copernicia alba

Gümüş Kopernisya Palmiyesi

-8

Jubaea chilensis

Şili Şarap Palmiyesi

-8

Rhapis excelsa

Rapis Palmiyesi

-8

Phoenix reclinata

Senegal Hurması

-8

Chamadorea microspadix

Dayanıklı Bambu Palmiyesi

-7

Trachycarpus martianus

Kıllı Gövdeli Martianus

-6

Phoenix roebeleni

Cüce Hurma

-6

Phoenix rupicola

Hindistan Dağ Hurması

-6

Bismarkia nobilis

Bismark Palmiyesi

-5

Neodypsis decaryii

Üçgen Gövdeli Palmiye

-4

Chamadorea seifritzii

Bambu Palmiyesi

-4

Dypsis lutescens

Areka

-4

Howea forsteriana

Kentia

-4

 

TABLO II  Soğuğa En Dayanıklı Palmiyeler ve Dayandıkları ısı derecesi

 

 

 

 

Birçok tropikal palmiye, büyümeleri için sıcak ve nemi beraber isterler. Güney-batı ABDde ise kış ayları serin ve kuraktır, iklim buradaki palmiyelerin isteklerine uymaktadır. Eğer kuru soğuğa dayanıklı bu palmiye türlerini, kışın yağışlı Akdeniz ikliminde yetiştirmek istersek, fazla su nedeni ile problemler ortaya çıkacaktır. Bu problemlerin birincisi, yağan yağmur suyunun palmiyenin büyüme ucunda birikmesi ve donarak, büyüme ucunun ölümüne neden olmasıdır. Diğer önemli ve ölümcül durum ise, kışın durgunluk devrini yaşayan palmiyenin kökleri, aşırı ıslak topraktan gereğinden fazla miktarda su alırlar. Alınan fazla su osmozla, özsuda bulunan şeker miktarını düşürür, bu da donma noktasının daha yukarı çıkmasına, dolayısıyla bitkinin daha yüksek ısı derecesinde donmasına neden olur.

 

Tropik ve subtropik iklim kuşağında hava sıcaklığı, birçoğumuzun sandığı gibi çok yüksek değildir. Hatta sıcaklık bu iklim kuşaklarında bizdeki Ağustos ayı seviyesine hiç çıkmaz. Tropik kuşakta gece-gündüz ve yaz-kış arasında çok az bir sıcaklık farkı vardır. Burada insanların 30-32 °C derecede aşırı bunalma ve terlemelerinin nedeni bağıl nemin yüksek olmasıdır. Akdeniz sahil kuşağımız ve Arabistan çöllerinde 40-50 °C güneş altında yaşamını sürdüren Arap Hurması veya Kanarya Adaları Hurmaları, tropiklerde görkemli görünüşlerini kaybederler. Zavallı, zayıf bitkilere dönüşürler, meyve verme şansları da azalır. Bu bitkilerin dayanamadığı tropik iklimin hava ısısı yüksekliği değil, nemlilik ile birlikte olan sıcaklıktır. Tropik iklim bölgelerinde Arap Hurması ve Kanarya Adaları Feniksi yetiştirmek olanaksız değilse de, iyi bir seçim değildir. Aynı şekilde (-18, -20) °C soğuğa dayandığı halde, yazın Palmiye Merkezinin bulunduğu Akdeniz ikliminde bunalıma girip, yaprakları bozulabilen ve büyümesi 2-3 ay yavaşlayan, Çin Yelpaze Palmiyesi "Trachycarpus fortunei", Antakya, Adana veya Bodrum için iyi bir seçim değildir.

 

 

PALMİYELERİN SOĞUĞA DAYANIKLILIĞI

Palmiyelerin soğuğa dayanıklılığı konusunda birçok yayında "soğuğa dayanıklı" ve "dona dayanıklı" terimleri ile karşılaşmaktayız. Bu iki özelliğin birbirinden iyice ayrılması gerekmektedir. Soğuğa dayanıklı dendiği zaman, ne kastedildiği önemlidir. Soğuğun derecesi kadar, süresi, ortam ve toprağın kuru veya ıslak olması, rüzgâr durumu, palmiyenin yaşı ve genel sağlık durumu önemli faktörlerdir. Birçok palmiye çok kısa süreli, örnek olarak birkaç saat süren dona dayanabilirken, sıfır dereceden birkaç derece yukarıda, ancak günlerce yükselmeyen hava ısısında zarar görmekte veya ölebilmektedir.

 

Hava neminin derecesi de çok önemli bir faktördür. Hava neminin %90 olduğu bir ortamda, -2 °Cde palmiye yaprakları dahil herhangi bir yüzey üzerinde, ince bir buz tabakası oluşmasına karşın, hava neminin %50nin altında olduğu ortamda yüzey ısısı -12 °C altına düşmedikçe buz oluşmamaktadır. -2 °C soğuğa maruz kalan palmiyenin göreceği zarar, hava nemi ile orantılı olarak artacaktır. Aynı şekilde don öncesi veya don sırasında yağan yağmur, palmiyenin taç kısmını etkileyerek, dona ve büyüme noktasının ölmesine neden olabilir. Kökü suda olan bir palmiyenin, kökünün donma olasılığı, kuru toprakta bulunan palmiyeninkine göre daha fazladır.

 

Bütün mikro-klimalar don olayı sırasında yukarıda yazılı çeşitli faktörlere bağlı olarak, bitkilerin daha az zarar görmesine yardımcı olurlar. Burada en önemli faktör, rüzgâr perdesidir. Ülkemizde rüzgâr perdesi olarak genelde servi, mazı türleri kullanılmaktadır. Sıklıkla yapılan bir yanlış bitkilerin küçük yaşta "ortama alışması" için, dış ortama dikilmeleridir. Genç palmiyelerin soğuğa dayanıklılığı çok az olduğundan bundan kesinlikle kaçınılmalıdır. Soğuğa dayanıksız sanılan birçok palmiye türü, belirli bir gövde yapısına ulaştıktan sonra, dona dayanıklı olabilmektedir. Palmiyelerin de diğer birçok egzotik bitki gibi, kışa girerken sağlıklı olmaları gerekir. Beslenme bozukluğu, mineral eksikliği veya bir hastalık sonucu sağlığını kaybetmiş bir bitkinin, soğukta yeni bir hastalığa tutulması veya eski hastalığının ilerlemesi sonucu ölmesi olasıdır. Soğuk aylar yaklaştığında, yaprak yapımını arttıran azotlu gübreler azaltılmalı veya kesilmelidir. Yeni oluşan taze yapraklar, eski yapraklar kadar soğuğa dayanıklı değildir. En ufak bir donda bile zarar görürler. Soğuk mevsime girmeden bitkilere potasyum takviyesi yapılması, ortamın kuru tutulması dona dayanıklılığı arttırır. İsrailde karanfil seracılığında yapılan bir araştırmada, tahmin edilen dondan 2-3 gün önce yaprak gübresi şeklinde tatbik edilen potasyumun dona dayanıklılığı 3 °C arttırdığı gösterilmiştir. ABDde benzer bir çalışmada, yapraktan verilen ürenin de aynı şekilde dona mukavemeti arttırdığı saptanmıştır. Bu kısmen bitki özsuyundaki tuzluluğun artması ve donma noktasının antifriz tatbikindeki gibi aşağı çekilmesi ile izah edilmektedir.

 

Yukarıda belirttiğim gibi, genç yaşta dona hassas olan bitkiler, gövdeleri kalınlaşıp, toprağa uyum sağladıkça dona daha dayanıklı olurlar. Bu palmiyeler gençken, soğukta bir çuval veya örtü ile sarılarak sıcak tutulmalıdır. Aynı şekilde bitki gövdesi etrafında toprağa, çam kabuğu, talaş, gübre, yaprak gibi malzeme ile malç yapılarak, toprak daha sıcak tutulabilir.

 

Bir önemli faktör de, palmiyenin özel yaşam konumudur. Örnek olarak ABDnin güneyinde bulunan Sabal minor palmiyesi, bazı yıllar şiddetli dondan sonra bütün yapraklarını kaybetmekte, ancak ertesi yaz toprak altındaki gövdesinden tekrar yeni sürgün vererek yaşamını yüzyıllardır sürdürmektedir. Archontophoenix, Hedyscepe, Rhopalostylis, Chambeyronia, Linospadix, Laccospadix, Howea, Arenga, Caryota gibi palmiye türleri, soğuk ortama dayanabilmekle beraber, ancak hafif dona dayanıklıdır. Bu palmiyelerin doğal ortamlarına baktığımızda genelde, serin, nemli fakat don olmayan bölgelerde yetiştiklerini görmekteyiz. Bu örneklerden görüleceği gibi palmiyenin soğuğa dayanıklı olması, her zaman dona dayanıklı olacağı anlamına gelmez.

 

Soğuğa en dayanıklı palmiyeler için bilgi önümüzdeki sayıda çıkacak ikinci bölümde verilecektir.

 

 


As with many other exotic plants, palm trees, they must be healthy when they entering the winter. If plant gets some malnutrition, mineral deficiency or any diseases even cold may affect plant and plant go to die. 


Paylaş: