Hedef Avrupa'ya İhracatı Artırmak

Ödemiş’ten Türk Cumhuriyetleri'ne yönelik ihracat yapılıyor, ama önemli olan Avrupa’ya ihracat yapmamız. Üreticilerin Avrupa’ya açılmaları diğer sektör mensuplarına hem örnek olacak hem de işbirliğini geliştirecek.

Hedef Avrupa'ya İhracatı Artırmak

Ödemiş’teki üreticilerin son durumu nedir?

- Ödemiş’teki sektörün özellikle alt üretici grubunda sıkıntının çok olduğunu görüyoruz. Bunu bana söylüyorlar. Yine burada SÜSBİR Başkanı arkadaşımızla da değerlendirmeler yapıyoruz. O da çareler arıyor. Belediyeler açısından kooperatiflerle doğrudan alım daha kolay. Onlar da kooperatifleşmeyi düşünüyor.  Ama üretici sıkıntı yaşıyor. Kış aylarına girdik; ürün büyüdü, ürünlerin saksılarını veya torbalarını değiştirmek gerekiyor, otların temizlenmesi gerekiyor. Ailecek üç-dört kişiyle yapıyorlarsa stres yaşasa da, öfkesini ottan alır, temizliğini yapar. Ama biraz aşıyorsa üç-beş işçiye yevmiye veremeyecek durumda ise bu açmazı en çabuk yaşayan küçük üretici oluyor. Bizim düşüncemiz üreticiyi ne kadar rahatlatırız, çok olmasa bile, imkânlarımızı bu yönde kullanmaya çalışıyoruz. Her dem yeşil olması nedeniyle de ardıca yönelmelerini söylüyoruz. En azından küçük de olsa kendi bölgemizin insanına destek olmasını istiyoruz. Bizi arayıp soran belediyeler, arkadaşlarımız oluyor, onlara da öneriyoruz: ‘Bakın böyle bir durum var, zaten bunu her yerde de kullanabilirsiniz hem de fiyatı da ucuz’. Aslında üreticiye destek, her yerde kullanılabilecek uzun ömürlü bitkilere teşvik ediyoruz. Ayrıca içine farklı düzenleme de yapabiliyor diye sektöre söylüyoruz.

Ama büyük sıkıntılar var. Sıkıntı büyük olunca da umutlar maalesef azalıyor. Ankara’da, İstanbul’da, Adana’da, Antalya’da özellikle büyükşehir belediyelerinde değişimler yaşandı. Dolayısıyla buralar bize sahip çıksın gibi bir beklenti de var. Bizi kurtarırsa da sadece belediyeler, özellikle büyük belediyeler yani İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Kocaeli, Bursa yapabilir diye bir beklenti içindeler. Sektöre yardımı olduğu kadar belediyelerin de gelip buradan ürün almaları kendileri için bütçe açısından uygun olur. Bu uygunlukla, istekle üreticinin isteği birleşirse bölgemiz adına iyi olacaktır. Onların iyiliği demek ekonomik anlamda sürekliliği getirir, kent ekonomisine yansır, hareketlilik artar. Ben sektörün yaşaması ve sürekliliği adına bunu önemsiyorum. Bulunduğumuz her yerde biz bunu söylüyoruz. En son bu konuyla ilgili olarak İzmir’de gastronomiyle ilgili yapılan fuarda, en büyük katılımcı olarak Antakya Belediyemiz vardı, Antakya Büyükşehir Belediye Başkanımızla konuştuk.

Ödemiş’ten Türk Cumhuriyetlerine yönelik ihracat yapılıyor, ama önemli olan Avrupa’ya ihracat yapmamız. Üretime bu yönüyle bakan arkadaşlarımızın sayısı da bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az. Onların Avrupa’ya açılmaları belki alt bölümde yer alan arkadaşlara hem örnek olacak hem de işbirliğini geliştirecek. Avrupa bizden bunu bekliyor. Ay sonunda bir fuar olacak Almanya’da, ona katılmayı da düşünüyorlar. Hem ülkemiz adına hem de bölgemiz adına iyi bağlantılar olursa, örnek teşkil eder. Bunun sonrasında da gelecek yıl yapacağımız bu sergide sektörün beklentilerini daha fazla karşılamaya çalışacağız. Geçtiğimiz sergi organizasyonu için sağ olsun hepsinden övgüler aldık. Öncekilere göre daha iyi oldu. Biz daha iyi yaptığımızı belki söylemeyiz de istekleri karşılamaya çalıştık, eksiklerimizi de gördük. Bunu da yapsak daha iyi olurdu dedik o an hemen yapamadık ama yapma yönünde katılımcılarla bir anket çalışması yaparak gelecek yıla hazırlanma yönünde kendimize rota çizmiş olduk, yön vermiş olduk. Bunun övgülerini zaten İzmir’de, İstanbul’daki Flower Show’da da aldık. Burada Cumhurbaşkanımızın bu konudaki temsilcisinin de söylediği güzel noktalar var. ‘Hizmet güzeldi. Akşamları da beraber olmuşsunuz, arkadaşlar çok mutlu’ dedi. Biz onun da ötesini istiyoruz. Daha doğru yapalım. Biraz da tabandaki üreticiyi işin içine katarak o buluşmayı gelecek sergide daha büyük çapta gerçekleştirerek, küçük ölçekli üretim yapan üreticileri desteklemek istiyoruz. Bölgede hayvancılık, tarım, süt ürünleri üzerine sektör var ama peyzaj bitkileri ve fidancılık bizim ana sektörümüzdür. 1500’e yakın sektör mensubu var. Ama inşallah bir çöküş yaşamadan bu yılı atlatırsak, gelecek adına umutlu olmak istiyorum.

Sözleşmeli ürün dediniz başkanım. Sözleşmeli ürün ile alakalı İzmir Büyükşehir Belediyesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ağaç ve Peyzaj AŞ.’den bir talep var mı?

-Sözleşmeli üretim planlı üretimi beraberinde getirmeli, hele de yapılan sözleşme birkaç yıllıksa. Yani ‘Sayısal olarak elindekini aldım’ sözleşmesi yerine üretim sözleşmesi olursa üretici ve ürün sürekli denetim altında olur, bakım ona uygun olur, hastalıklarla mücadelesi, form veriliyorsa bu forma uygun gelişmesi de sağlanmış olur. Asıl sözleşme odur üç yıllık beş yıllık olmalıdır. Fidesini hatta tohumunu da düşünerek olması daha doğru olur diye düşünüyorum. Ama alım sözleşmesi olması bile şu an için iyi bir durum. İzmir Büyükşehir Belediyesi yaptı bir alım o da bir kooperatif aracılığıyla yapıldı. Ama alttaki üreticiler bu durumdan faydalanabildi mi? Kooperatife üyeler mi? bunlar önemli olan noktalar. Bu yönüyle tabanda üreticiye sahip çıkması daha iyi olacak. Süs bitikiciliği öyle bir şey ki bir arabayla ilgilenmek bakım yapmak gibi değil. Elimizdeki ağaç veya fide bir yıl daha büyüdüğünde bakımı bir yaş öncesine göre daha pahalı ve daha farklı. Saksıdaysa değişimi formu, düzenlemesi, işçiliği, toprak değişimi bile önemli ve işçilik maliyeti gittikçe artıyor. O yönüyle belki bu yıl dileriz olmaz ama sektörde belki ayıklanma bile olabilir. Doğal seleksiyon işleyebilir. Büyük sektörler, yani sektörün içinde olanı bırakın üreticiler alttakilerle birlikte söylüyorum sözleşmeli benzeri üretim yaptırma durumu olursa birbirini tamamlama olabilir. Piramit gibi yukarıya doğru gidildikçe azalan sayıda. Ödemiş’te güzel firmalar faaliyette; onların yaşaması da belki o alttaki sektörün yaşamasıyla birlikte olacaktır.


Paylaş: 

Diğer Haberler