BAHÇE DUVARLARINDAKİ İZLER

BAHÇE DUVARLARINDAKİ İZLER

Türk bahçesi, binlerce yıl içinde çeşitli kültürlerin ve coğrafyaların etkilemesi sonucu oluşmuş bir yapıdır. Gezginciliğin sonucu olarak, Türklerin doğa kavramı bahçe sınırları içinde kalmamış; ovalar, ırmaklar ve dağlar ölçeğinde düşünülmüştür. Göçebe gelenekleri olan ve geçimini kurak yerlerden sağlamış bir milletin toprağı hem sürekli, hem de salt zevk için düzenleme kavramını zaman içinde gelişmiştir. Orta Asyadaki Türk kültürünün önemli izlerinden biri olarak, Semerkandı saran park ve bahçelerin varlığı bilinmektedir (Polat,2014). Türk bahçelerinde dikkat çeken en önemli unsurlardan birisi de bahçe duvarlarıdır. Bahçelerin gerek kırsalda gerekse şehirlerde temel ayırıcı özelliği duvarlarıdır.

Duvarlar kırsalda bahçe içindeki taş ve kullanılmaz malzemeden yapılırken, şehirlerde daha formal malzemeler olan kerpiç, tuğla ve briketlerden yapılmaktadır. Bahçe duvarlarının ayrıcı özelliğine burada noktayı koyup, onun sosyolojik anlamı üzerinde duralım. Duvarların salt kültür ile şekillenmiş olması yanında onların ortak ve paylaşılan bir kültürün de parçası olması, duvarlara bir anlam yüklemiştir. Ev alma komşu al sözü, temel dibi komşusu kavramı işte bu anlamın yansımasıdır. Bu nedenle Türk Bahçeleri anlatılırken eksik kalan en önemli öğenin duvarlar olduğunu, duvarlardaki farklılıkların, şekil ya da koruma anlamında yapılan sıva benzeri işlerin varlığının bile insanlar arasındaki iletişimi sağladığını söyleyebiliriz.

DUVARLARIN SOSYOLOJİK ANLAMI

Yıllar önce tarladaki büyük keseklerden küçük bir tepe yaparak ortasına nirengi noktalarına dikilen, kocaman bir ağaç belirteç dikmiştim. O şekildeki basit, anlamsız yapıyı gören komşumuz Fatma Abla, bunun bekâr erkeklerin kız isteme belirtisi olduğunu söylemesi üzerine hepsini kırıp yok etmiştim. Oysa buradaki amacım tarlaya belirteç anlamında bir tepecik oluşturmaktı. Bu durum bende en küçük bir yapıdan ya da basit duvarlardan, en karmaşık duvar süslemelerine kadarki tüm yapıların sosyolojik bir anlamı olduğu fikrinin doğmasına neden oldu. Hatta yanlış yere yapılan duvarların, kavgaya ya da husumet derecesinde düşmanlığı körüklediği de bilinmektedir. Şimdi basit anlatımlarla, yaşadığım çağda bahçe duvarlarının anlamını ifade etmeye çalışacağım. İlk okuduğumda bende çok büyük anlamlar uyandıran Han Duvarları şiirinde Faruk Nafiz Çamlıbel,

........................................................

Yatağımın yanında esmer bir duvar vardı,

Üstünde yazılarla hatlar karışmışlardı;

Fani bir iz bırakmış burda yatmışsa kimler,

Aygın baygın maniler, açık saçık resimler...

Uykuya varmak için bu hazin günde, erken,

Kapanmayan gözlerim duvarlarda gezerken

Birdenbire kıpkızıl birkaç satırla yandı;

Bu dört mısra değil, sanki dört damla kandı

.................................................................

.................................................................

 

diyerek, Han Duvarları üzerinden hikayeler anlatmıştır. Şiirin sonunu ise

..............................................................

Ey garip çizgilerle dolu han duvarları

Ey hanların gönlümü sızlatan duvarları!...

 

mısraları ile bitirmiştir. Şiirde de ifade edildiği gibi sadece duvarların iç kısımlarında değil, bahçe duvarlarında da anlamlar vardır.

 

DIŞ BAHÇE / İÇ BAHÇE

Türk bahçe sanatında genel bir değerlendirme ile işlevsel ve mimari bakımdan birbirlerinden tamamen farklı iki bahçe tipinden söz etmek mümkündür. Birinci tip; dış bahçe ve doğa ile bütünleşen büyük ölçekli bahçeler, mesire yerleri ve benzeri alanlar, ikinci tip ise; iç bahçe ve mimari ile bütünleşen içe dönük ev, konak ve saray bahçeleridir (Polat, 2014). Bununla birlikte kırsalda da bahçe duvarlarının ayırıcı özelliğinden bahsetmek mümkündür. Kırsal alanların birbirinden ayrılan yerlerine çizilen sınır çizgilerinde tarla içi taş benzeri malzemeler sınıra yığılarak, hem tarlanın temizliği hem de sınır çizgilerinin belirginleşmesi sağlanmıştır. Bununla birlikte tarla sınırlarını belirtmek anlamında kullanılan "an" kelimesi de sınırların net çizgilerle ayrılmasında rol oynamıştır. Benim benden önceki büyüklerimden dinleyerek anlamlandırdığım anların çok büyük ve yüksek olmasının nedenleri arasında, elle tohum ekimi sırasında tohumların tarlalarda birbirine karışmasını önlemek olduğudur. Gerçekten de tarla sınırlarını belirten anlar oldukça yüksek ve sınırları net biçimde birbirinden ayıran özellikler taşımaktadır. Aynı şekilde bahçe duvarlarının da birbirinden ayrılmasında ağaçların sınıra yakın dikilmemesi ya da sınıra daha az değerli olan badem gibi meyve ağaçlarının dikilmesi gerçeğini meydana getirmiştir. Bunun anlamı şudur; insanların inançları gereği komşular ile ilişkilerinde mümkün olduğunca ihtilaflardan kaçınmak, dolayısıyla ürünlerin birbirine karışmasını önlemek temel amaç olmuştur.

 

GÜVENLİK İÇİN BAHÇE

Diğer taraftan duvarların güvenlik ile ilgili anlamları da vardır. Yüzyıllar boyunca binlerce kilometre alanda hüküm süren Türklerde bahçe ya da özel mülk kendi kişiliğinin yanı sıra güvenliği de artıracak biçimde dizayn edilmiştir. Ayrıca bahçelerin evle bitişik iç avlusunda bambaşka bir duvar sistemi vardır. Burada duvarlar eve bitişik ve daha formal ve süslüdür. Toprak malzeme ile yapılan duvarlar sıvalıdır, üzerinde çelen tabir edilen kamışlardan bir koruyucu şapka vardır. Bu duvarları kar, yağmur gibi dış etmenlerden korumaktadır. Oysa meyve bahçelerinin duvarlarında koruyucu çelenlerde kamış yerine ağaçların ince dallarından yapılan çalılar vardır. Bu bile başlı başına ev bahçeleri ile meyve bahçelerinin ayrılmasındaki temel anlamı ifade etmeye yeter. Ayrıca evin sokağa açılan duvarının sıvası yanında bir de sıvanın üzerinin yine toprak malzeme ile cilalanması olayı vardır. Daha çok ağır killi topraklardan meydana getirilen toprak cilalar, bilimsel adı ile tuzlu topraklar, beyaz renkleri ile evlerin dışının süslenmesinde kullanılmaktadır. Bu cilaların yağmur ya da başka nedenlerle solması ya da kazınması o evdeki genç kız ya da gelinlerin pis ve tembel olduğunun göstergesi kabul edilerek, kız isteme ya da benzer olaylarda o evin dışlanmasına neden olmuştur. Eskiler bu nedenle duvara önem verir, onun cilalar ile süslenmesini sağlardı.

EVİ GÖSTEREN DUVARLAR

Günümüzde bu adetler, gelişen ve değişen yapı malzemeleri ile sekteye uğramış olsa da sitelerde ya da apartman bahçelerinde duvarların hala anlamı vardır. Evin bahçesinin ya da kendisinin gösterişli olması tek başına yeterli bir etki göstermemektedir. Ev ancak duvarların azameti ve gösterişi ile çarpıcı bir etkiye bürünmektedir. Bu nedenle evler tanımlanırken mutlak surette duvarları ile birlikte tanımlanmakta, bu da tanımın anlamını artırmaktadır. Zaman zaman bahçeli evimizin duvarları gözümün önünde canlanır, her bir metresinin, hangi bölgesinde nelerin olduğunun ya da nereden daha kolay geçilebileceğinin vurgusu kafamda belirir. Bu durum sadece bizim evimiz için geçerli değil elbette, birçok eski eserde, camilerde, külliyelerde de görülen bir durumdur. Nitekim külliyelerin duvarlarının yıkılıp etrafının yağmalanması ile sıkışıp kalan tarihi eserlerin varlığı birçoğumuzu rahatsız etse de durumu değiştirmek çok da kolay değildir. Bahçe duvarı bu nedenle hem koruyucu hem de binaların azametini göstermesi bağlamında önemlidir.

Gelişmiş birçok ülkede parkların süslü duvarları ya da keskin çizgilerle ayrılmış hatları bulunmazken, ülkemizde oluşturulan parkların, süs bahçelerinin güzel duvarlarla süslenmesi, geçmişten gelen bir kültürün izlerini taşımaktadır.

 

 

Kaynak :

POLAT, A. T., 2014. Türk Bahçesi. Plant Dergisi, Sayı: 11, Sakarya.

 

Turkish Gardens are a structure that occurred with effected from various cultures and geography in thousands years. The concept of “treating the soil of a nation permanently and for only luxury” improved in time for Turks who have a nomad tradition and provides their livelihood from arid places. The main distinguished characteristics of gardens are the walls even in urban and rural areas. 

 

Yrd. Doç. Dr. Mithat Direk

Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi

Tarım Ekonomisi Bölümü

 

 

 

 


Paylaş: 

Diğer Haberler