
24 Şubat 2022 Perşembe
YAZAR'A AİT DİĞER YAZILAR |
Doğal Afetler ve Peyzaj Mimarlığı 20 Eylül 2023 Çarşamba |
Farklı Disiplinler ve Peyzaj Mimarlığı İlişkisi 5 Ekim 2020 Pazartesi |
Küresel İklim Değişikliği Nedir?
Küresel ısınma; sera gazları ve insan etkisi ile ortaya çıkan normalin üzerinde seyreden sıcaklık oranındaki artışı tanımlayan iklim değişikliğinin bir sebebidir. İklim değişiklikleri Dünyanın varoluşunda bugünlere sürekli olarak bir değişimin içindedir. Yaşanan bu değişimler sanayileşme, kentleşme ve artan nüfus miktarı gibi birçok faktörün etkisi ile birlikte canlı yaşamını tehdit eden küresel bir sorun haline gelmiştir.
İklim ve hava koşullarını göz önünde bulundurduğumuz zaman son 50 yılda yaşanılan iklim değişiklikleri oranında 5 kat artış tespit edilmiştir. Yaşadığımız bu dönemde olması gereken mevsim koşullarının yer değiştirdiğini, eskisi gibi olmadığı yazın kışı, kışın yazı yaşadığımız mevsim kaymaları ile iklim kuşaklarındaki değişiklikleri gözlemleyebiliyoruz. 2020 yılında insan faaliyetlerinin ülke bazında iklim değişikliğine etkileri araştırılmış ve yapılan anket sonucunda iklim değişikliğinin Türkiye’de yüzde 77 oranında insan kaynaklı olduğu tespit edilmiş ve bu alanda ilk sırada yer almıştır.
Dünya artık mücadele etmekte zorlanıyor ve kırmızı alarm veriyor. Son iki yıl içinde yaşadığımız felaketlerin ardı arkası gelmiyor. Depremler, koronavirüs, müsilaj, orman yangıları, sel, çığ, heyelan felaketleri gibi evrensel ölçekte felaketler hepimizin yaşamında kayıplara sebep oldu ve olmaya devam ediyor. Yaşadığımız bütün bu felaketlerin altında iklim değişikliği yatıyor. Müsilaj sorununa değinecek olursak; ortaya çıkmasındaki en büyük etken denizde biriken atıkların ve deniz suyunun aşırı ısınmasına bağlı olarak bakteri sayısının kontrolsüz çoğalması ile oluşan salgı olarak tanımlanıyor. Gündeme geldiği bugünlerde iklim şartlarının bozulmasından kaynaklı olarak yıllar öncesinde oluşmaya başlamış uzmanlar tarafından deniz altındaki yaşamın yok olmaya başladığı yönünde tespitler yapılmıştır. Çevreye verdiğimiz zararların katlanarak artması sonuçların gün yüzüne çıkmasına sebep olmuştur.
Küresel İklim Değişikliğine Karşı Neler Yapabiliriz?
Dünyamız 4,5 milyar yaşında. Kontrolsüzce kullandığımız doğal kaynaklarımız tükendi ve tükenmeye devam ediyor. İçinde kaybolduğumuz ve sorgulamadığımız her an için dünyamızı tehlikeye atıyoruz. Şu an yaşadığımız neslin yüzyıl öncesi, yüzyıl sonrası için bugün yapılan her şey gelecek yıllara bırakılan birer iz olacaktır. Bıraktığımız kötü izleri ve dünyanın bozulan dengesini değiştirmek bizlerin elinde olup bireysel olarak üzerimize düşen görev ve sorumlukları yerine getirmekle, küresel iklim değişikliğinin artan ivmesinin yönünü değiştirebiliriz.
Doğanın bize geri dönüşleri, bizim hızımızın çok daha üstündedir. Dolayısıyla değişimlerin bu kadar hızlı ilerlediği bir dönemde ailemiz ve çevremizle birlikte doğru atık ayrımlarını yapabilir, kağıt tüketimleri ve plastik tüketimlerinden başarabildiğimiz kadar uzak durabilir, araç kullanmak yerine toplu taşıma-bisiklet yakın mesafeler için yürüyüşler, enerji dostu eşya ve aydınlatma seçimleri yapabilir, beslenme alışkanlıklarımızı değiştirebilir, petrol, doğal gaz gibi fosil yakıt kullanımları yerine yenilebilir temiz enerji kaynaklarını etkin kullanarak küçük de olsa bazı adımlar atabiliriz. Minimal bir tüketim bilinci ve alışkanlıklarımızı değiştirerek doğaya katkı sağlayabiliriz. Fakat yapılan bütün çalışmalar önem arz ederken bireysel mücadelenin içinde bulunduğumuz durumun kurtarıcısı değildir. Dolayısıyla çevresel farkındalıklar ve bireysel mücadele ötesinde, doğa dostu uygulamaları artık gerekli olan projelerle küresel ölçekte mücadele verilmelidir. Amacımız doğaya, topluma yenilebilir ve sürdürülebilir teknolojik sistemler ile birlikte koşulların iyileştirilmesi yaşanılacak olası felaketlerin önüne geçebilmektir.
BM İklim Değişikliği Çevre Sözleşmesi kapsamında ulusal ölçekte yürütülen çalışmalar, ülkelerin küresel iklim gidişatını değiştirmek ve kontrol altına alabilmek adına ülkeler arasında yapılan sözleşmelerle yükümlülükler ve hedefler belirlenmiştir. Geçtiğimiz aylarda Türkiye’nin de içinde yer aldığı Paris İklim Anlaşması’nda belirlenen hedefler doğrultusunda çalışmaların hız kazanacağı ülkemiz adına yenilikçi ve uygulanabilir adımlar atılacaktır. Yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanımını artırarak ekonomik anlamda bir güç elde edilecektir. Hedefler doğrultusunda varlığını korumayı başaramadığımız kaynakların korunması adına bundan sonraki süreçte sistemli, bilinçli ve kontrollü olarak çalışmalar devam edecektir. Türkiye’nin ve diğer ülkelerin belirlediği hedeflere ek olarak bazı ülkelere getirilen zorunluklar ile geleceğe daha doğru adımlar atabiliriz. Zorunluklar için birkaç örnek verecek olursak 2020 yılı sonunda, Avrupa Birliği'nde inşa edilen tüm yeni binaların sıfıra yakın enerji tüketen binalar olması, Fransa ve Danimarka’da yeşil çatı zorunluluğu, Japonya’da 30 bin metrekareden büyük yapısallarda yağmur suyu ve gri su kullanımı yasal zorunluluk haline getirilerek iklim değişikliğine yön veren kararlar alınmıştır.
Peyzaj Mimarlarının Sürece Katkıları Nasıl Olmalıdır?
Peyzaj mimarları hangi ölçekte olursa olsun, tasarım, planlama ve uygulama aşamalarının her noktasında doğrudan iklimi etkileyecek unsurları gözeterek; ekolojik, ekonomik ve sosyo- kültürel açıdan bir bütün olarak süreci yönetmelidir. Hakim olup yönettiğimiz her alanda doğal süreçleri, dönüşümleri, topografyayı, iklimi, canlı yaşamını ve aralarındaki etkileşimleri bilerek, ‘sürdürülebilirliği’ ilke edindiğimiz, ‘sıfır karbon’ hedefleri ile çevre dostu projeleri hayata geçirebiliriz.
Peki neler yapabiliriz?
· Kentleşme ve nüfus miktarının hızla artış gösterdiği, yeşil alanların azalmasına bağlı olarak ters orantılı bir denklem içerisinde kentsel ısı etkisindeki artışı kontrol altına alarak başlayabiliriz. Canlı türlerinin korunması, su kaynaklarının kontrollü tüketimi, yeşil altyapı sistemlerinin kullanımı, altyapı sistemlerinin iyileştirilmesi, karbon tutma kapasitesinin hesaplanması, karbon yönetimi, doğru bitki seçimlerine yönelik sürdürülebilir çalışmalar planlayabiliriz. Peyzajın bitkisel gücünü kullanarak, kişi başına düşen yeşil alan miktarını artırıp, tasarlanan yeşil koridorlar, yeşil akslar, yeşil çatı ve duvarlar ile kentin siyah dokusundan uzaklaşıp, çevre kirliliğini bitkiler tarafından absorbe edildiği daha yeşil kentlere merhaba diyebiliriz.
· Flora ve fauna yaşamını destekleyen yağmur bahçeleri ve polinatör bahçe fonksiyonları tasarımlarımıza dahil edebiliriz. Basit bir kurulum sistemi olan yağmur bahçeleri kolay, ekonomik bir şekilde, uygun doğru bitki seçimleri ile canlıların sağlığına olumlu katkı sağlayıp risksiz bir yaşam alanı oluştururken, erozyon riskini azaltan doğa dostu işlevsel bir bahçe olarak tanımlayabiliriz. Polinatör bahçelerinde ise biyoçeşitliliğin geliştirilmesi adına renk ve koku özelliği olan uygun bitki türleri kullanarak arıların tozlaşma özelliği sayesinde hem bitki hem de arı popülasyonunun devamlılığını sağlamış oluruz. Bozulmuş ekolojik dengeyi iyileştirip, ekonomik anlamda da büyük katkı sağlayabiliriz.
· Su faktörü canlı yaşamının temel bir öğesidir. Dolayısıyla su kullanımı hangi alanda olursa olsun kontrollü ve bilinçli olarak tüketmelidir. Kullandığımız her bitkinin ve çim alanların su ihtiyaçları birbirinden farklıdır. Çim alanların su ihtiyacı yağmurlama sulama sistemi ile karşılanırken su tasarrufunu kontrol edebilmek adına minimal çim alanların yerine çalı ve ağaç grubu bitki dikimleriyle yağmurlama yerine damlama sulama hattı ile sulamalar yapılmalıdır. Sulama projelerimizi çizerken sahadaki gerekli olan keşif ve analizler sonrasında projelendirilmenin kusursuz olması, eksik veya fazla sulamalarının yapılmadığı, uygun malzeme seçimleri ile kontrollü bir sulama projesi çizilmelidir. Bitki seçimlerinde mevsimlik ve tek yıllık otsu bitkilere yerine çok yıllık, her dem yeşil, ibreli gruplar kullanılarak iklim şartları göz önünde bulundurulmalı su ihtiyacı az olan tür seçimleriyle birlikte kompozisyonlar yapılmalıdır.
· Su kaybını ve su kullanımını azalmak için yağmur suyu depolama ve atık suyu yönetimine sahip projeler ile birlikte yüzey akış suyu sonucu oluşan sel ve su baskınlarının önüne geçebilir, kazanımlar sağlamış olduğumuz depolama yöntemleri ile suyu tarım alanlarında, evlerimizde, rekreasyonel alanlarda, kent parklarında ve hayvanat bahçelerinde kontrollü olarak kullanılabiliriz.
· Peyzaj bakım uygulamalarında kimyasal gübreler yerine organik gübre kullanımı, yapılan ithal bitki dikimleri yerine bölgeye uygun doğal tür seçimleri, sulama ihtiyacı fazla olan türler yerine kurakçıl bitkilerin tercih edilmesi, kimyasal ilaçlar yerine hastalık riski düşük olan bitki seçimleri ile peyzaj uygulama çalışmaları sonucunda ortaya çıkan zararların ve ekonomik kayıpların önüne geçebiliriz.
· Projelerimizde kullanılacak olan malzeme seçimlerinde her detayın düşüldüğü; kullanışlı, taşıma kapasitesi yüksek, doğa dostu, estetik, uzun ömürlü, sağlıklı, doğal felaketlere karşı dayanıklı seçimler gözetilerek yapılmalıdır. Yaya ve araç yollarında kullandığımız malzemeler granit taşlar, asfalt, beton yerine daha az fosil yakıt tüketimi olan ağaç kabukları ve çakıl taşları gibi seçenekleri çoğaltabildiğimiz malzeme seçimlerini tercih edebiliriz. Kentsel donatı elemanları teknoloji ile entegre edilmiş güneş enerjili ve tasarruflu ampuller ile aydınlatmalardan yana olmalıdır. Çöp kutuları, banklar, oyun grupları, spor kompleksleri gibi fonksiyonların seçimlerinin çelik, alüminyum yerine ahşabın tercih edildiği karbon tutma kapasitesi olan çevre dostu tercihler yapılmalıdır.
· Doğal ekosistemin bozulmasına sebep olan ve canlı yaşamını tehdit eden, amacı dışında kullanılan araziler için koruma kanunları ve yönetmeliklerle girişimlerde bulunabiliriz. Zamanın azaldığı, gelecek nesillere yaşanılabilir bir Dünya bırakmak adına konfor alanımızın dışına çıkıp, üretim bilincinde daha sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürdürebiliriz.
Kaynaklar
https://www.avrupa.info.tr/sites/default/files/2018-09/YouthMagazine-TR_web.pdf
Küresel İklim Değişikliği ve Peyzaj Mimarlığı Meslek Disiplini Arasındaki İlişkilerin Değerlendirilmesi Gülay Çetinkaya Çiftçioğlu * ? Arzu Alvan Bozdereli
Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Yağmur Suyu Hasadı Bitirme Projesi Ceyda CAN Projeyi Yöneten Prof. Dr. Ayşe FİLİBELİ Haziran, 2020