­

AFRİKA MENEKŞESİ YETİŞTİRME ve ÜRETİMİ

Prof. Dr. Servet Varış

Ziraat Müh. Nurhan Doğan

NKÜ Ziraat Fakültesi

Bahçe Bitkileri Bölümü

 

 

Hemen herkes tarafından sevilerek yetiştirilen Afrika menekşesi çok popüler bir süs bitkisidir. Bu tür bitkilerin popüler olması yaprak ve çiçeklerinin güzelliğinden, uzun ömürlü olmasından bakımının ve üretiminin kolaylığından kaynaklanmaktadır. Seralarda saksılı süs bitkisi olarak yetiştirilen bitkilerin başında yer alan Afrika Menekşeleri her yıl giderek daha çok önem kazanmaktadır.

Ülkemiz, uygun iklimi ve coğrafi koşulları ile süs bitkileri yetiştiriciliğinde önemli avantajlara sahip bir konumda yer almaktadır. 1940lı yıllarda İstanbul ve çevresinde başlayan süs bitkileri üretimi daha sonra Yalova çevresine yayılmış, 1975 yılı itibariyle İzmirde, 1985den sonra da Antalya da yaygınlaşmıştır. Ülkemizdeki tarımsal ürünlerin toplam üretim değeri 32 milyar € iken, çiçekçilik sektörünün tespit edilebilen üretim değeri 276 milyon €dur. Toplam tarımsal üretim değeri içindeki çiçekçilik sektörünün payı % 0,9dur (Çoban ve Varış 2010). Süs bitkileri ihracatımız da, son yıllardaki artışlarla, 2012 yılında, 76 milyon dolara ulaşmıştır (Baktır, 2013). Bunlar iyi gelişmeler olmasına karşın yeterli değildir. Ülkemizde iç mekan süs bitkilerinin çoğu ithal edilmektedir. Bu nedenle, sektörü geliştirmeye yönelik çalışmaların artırılması gerektiği düşünülmektedir.

Afrika Menekşesi ilk kez 1890 yılında, Doğu Afrika Tanzanya‘da Baron Walter von Saint Paul tarafından keşfedilmiş ve 1893 yılında Avrupada kültüre alınmıştır. Bu bitki, bulanın ismine izafeten "Saintpaulia ionantha" adı ile anılmaktadır. Afrika menekşelerinin doğal yetişme ortamlarındaki yıllık yağış ortalaması 1700 mmnin üstündedir. Popüler ismi olan Afrika menekşesi, menekşeye benzemesi nedeniyle verilmiş olabilir, ancak bu bitkiyle herhangi bir ilişkisi yoktur. Sayıları her yıl artan önemli çeşitlerden bazıları şunlardır: Diana104, Ballet, Spinner, Winneberry, Rhapsodie, Iris Angle (Korkut 2004).

 

Afrika menekşeleri genellikle 10 cmlik saksılarda satılmaktadır. Uygun şartlar sağlandığında yılın 12 ayı çiçekli kalabilir. Bitki rozet şeklinde gelişir. Yapraklar oval, etli ve yaprak sapları tüylüdür. Çiçekleri yuvarlak şeklinde ve 5 taç yapraklıdır. Çiçek sapları kısadır. Çiçek sapları yaprak koltuklarından çıkar. Tüm dünyada birçok çeşitleri vardır. Beyaz, kırmızı, mor, mavi, pembe, menekşe, çift renkli ve hatta sarı renkli çiçekleri vardır. Çiçekler katmerli, yalın ve oluklu olabilir. Bitki minyatür (genetik olarak bodur), uzun gövdeli veya standart şekillerde gelişme alışkanlığındadır. Afrika menekşesi kolay yetiştirilebilen bir çiçek olmakla birlikte yetiştiriciliğinde dikkate alınması gereken bazı önemli noktalar vardır (Kessler 1997).

YETİŞTİRİLMESİ

1.      Toprak İstekleri: Afrika Menekşesi yetiştiriciliğinde hafif asit kök ortamı uygundur (pH 5.8 ve 6.2). Çok alkali kök ortamında sağlıksız ve zayıf kök sistemi meydana gelir. Bitki, besin elementlerini alamaz ve tomurcuk oluşmasına karşın bunlar açılmadan dökülürler. Hafif asidik ortam nötr ortama göre daha canlı çiçek rengi oluşturmaktadır (Korkut 2004).

 

2.      Saksı Boyutları: Saksı olarak temiz, seramik ya da plastik saksılar kullanılabilir. Çok büyük saksı kullanılmamalıdır. Saksı büyüklüğünden etkilenen bir bitkidir. Bitkinin kökü saksının her tarafını kaplamadan ve kökler drenaj deliklerinden çıkmadan asla daha büyük bir saksıya şaşırtılmamalıdır. Afrika menekşesi, kökler saksının kenarına ulaştığında çiçek açma eğilimindedir. Genellikle 10 cmlik saksılarda satışa sunulmaktadır (Korkut 2004).

 

3.      Saksı Değişimi: Kök ortamında meydana gelen tuzlulaşma, kök yoğunluğunun artması, zararlı maddelerin birikmesi, havalanmanın yetersiz kalması gibi nedenler toprak yorgunluğuna neden olur. Bundan dolayı saksı değişimine ihtiyaç duyulur. Afrika menekşeleri bulundukları saksılarda uzun süre yaşayabilir. Saksı değişimi genellikle ilkbahar aylarında yapılır. Saksı seçiminde Afrika menekşelerine uygun olarak kısa boylu ve 10 cm çapında saksılar tercih edilir.

 

4.      Kök ortamı: Afrika menekşeleri kök çürüklüğüne duyarlı bitkilerdir. Köklerinin kolay büyüyebilmesi için hafif ve havalanma oranı yüksek bir ortama ihtiyaç duyarlar. Böyle topraklarda su akışı ve kök yayılımı daha kolay olur. Hem bitki ilk dikildiğinde hem de saksı değişimlerinde ağır ve killi topraklardan kaçınılmalıdır. Kullanılacak harç hastalık ve zararlılardan arındırılmış olmalıdır. Saksı harcı olarak: % 75 torf, % 25 süper iri perlit veya % 50 torf, % 50 perlit ya da % 100 torf kullanılması uygundur.

 

5.      Işık: Sağlıklı bir Afrika menekşenin çiçek açmamasının en temel nedenlerinden biri ışık ihtiyacıdır. Sarkmış yapraklar bitkinin çok fazla ışık aldığını, uzun ve yukarı doğru kalkan yapraklar ve az çiçek de çok az ışık aldığını gösterir. Afrika menekşeleri direkt güneş ışığı almayan aydınlık ortamları sever. Yazın sera yetiştiriciliğinde, direkt güneş ışığına karşı sera camları kireçlenerek ışığın dolaylı olarak gelmesi sağlanmalıdır. Bitkilerin evlerde yazın kuzeye veya doğuya bakan cam önlerine yerleştirilmesi önerilir. Kışın ise batı veya güneye bakan cam önleri uygundur (Korkut 2004). Gelişmiş bitkiler için10.000 - 15 000 luks (200-300 mikromoles/m2 sn), genç, vejetatif bitkiler için ise 5.000 - 8.000 luks (100-160 mikromoles/m2 sn) ışık en uygundur. Işık 3.000 luks (60 mikromoles/m2 sn) altındaysa çiçeklenme olmaz (Dole ve Wilkins,1999).

 

6.      Sıcaklık: Afrika menekşesinin ana vatanı ekvatora çok yakın olduğu için sıcaklık isteği oldukça yüksektir. Özellikle ilk gelişme dönemi olan fide döneminde bu faktör yetiştiricilik açısından daha da önem kazanır. Düşük sıcaklıklara fazla toleranslı bir bitki değilken yüksek sıcaklıklara toleransı daha fazla olmasına karşın vereceği ilk tepki çiçeklerini dökmek ve tomurcuk üretimini durdurmak olacaktır. Kessler (1997)ye göre Afrika menekşelerinin optimum sıcaklıkları gece ve gündüz her ikisinde de serada 21-26 °Cdir. Optimum sıcaklık ışığın süresine şiddetine ve bitkinin gelişme safhasına bağlıdır. Sıcaklığın 29 °Cnin üzerine çıkması vaktinden önce çiçeklenmeye ve zayıf gelişmeye neden olur. 18 °Cden daha az sıcaklıkta da bitki yavaş büyür, çiçeklenme süresi uzar ve bitkinin çeşitli mantari ve bakteriyel hastalıklara dayanıklılığı azalacağından zarar görme olasılığı artar. Sıcaklık 10 °Cnin altına düştüğünde üşüme zararı başlar. Gece gündüz arası sıcaklık farkı 5 °Cyi aşmazsa çiçekler daha renkli ve parlak, yapraklar ise büyük olacaktır.

7.      Nem: Afrika menekşesi çok kuru atmosfere bile dayanabilir, güzel yapraklar verir ancak çiçek açmaz. Petallerde yanıklıklar oluşur. Nemli ve havadar ortamlardan hoşlanır. Afrika menekşesinin doğal yetişme ortamındaki yağış ortalaması çok yüksek olup nemlilik % 60-70 civarındadır. Doğal ortamında, bu derece yüksek nemde yetişen bir bitkiyi yetiştirebilmek için seralarda yüksek nem sağlanması zorunluluğu vardır. Bu da otomatik sisleme cihazları ile kolaylıkla sağlanabilir. Ancak hava rutubetinin çok düşük olduğu yerlerde, ev içinde bitkilerin yetişebileceği kadar nemlilik yaratabilmek için; saksı altlığıyla birlikte saksılar, içinde nemli kum ya da perlit bulunan alçak tepsiler üstüne oturtulmalıdır. Nemi artırmanın diğer yolları da hava nemlendiricisi kullanmak ve serada yolları hortumla ıslatmaktır. Hava neminin düşmesiyle yapraktan meydana gelen su kaybı artacağı için gelişmede gerilik meydana gelir. Çok fazla hava nemi ise yaprakların çürümesine neden olur (Korkut 2004).

8.      Sulama: Alttan kapillar sulama şeklinde veya doldur boşalt yöntemiyle yapılabilir. Ayrıca üstten yağmurlama sulama çiçeklenme dönemine kadar uygulanabilir. Afrika menekşeleri aşırı sulamaya hassastır ve kök ortamının biraz kuruduktan sonra sulanması uygundur. Fakat bitkinin solmasına izin verilmemelidir. Aksi halde kökler zarar görür ve bitki normale dönemez. Su sıcaklığı, yaprak sıcaklığından 5-8 °C düşük ise yapraklarda krem renkli lekeler oluşur. Sulama suyu 26 °C sıcaklığında olmalıdır (Korkut 2004). Evde yaprak çeliğinden yavru bitki üretip saksıya dikimden sonraki tüm aşamalarda üstten sulama kabıyla da sulama uygulanabilir. Sulama öncesi işaret parmağı tırnak seviyesine kadar kök ortamına batırılıp nem hissedilmiyorsa sulama yapılabilir. Hidroponik yöntemle de perlitte Afrika menekşesi üretilip yetiştirilebilir (Varış 2014).

9.      Gübreleme: Bitkiler ihtiyacı olan besinleri alarak gelişim sağlar ve çiçek açarlar. Afrika menekşeleri yıl boyu faaliyet gösterip çiçek açtığı için düzenli olarak gübrelenmesi gerekir. Afrika menekşesi düşük besine ihtiyacı vardır. Kök ortamına temel gübreleme yapılmışsa ilk hafta veya kökler dikimden sonra gelişinceye kadar besin gerekmez. Ortam tuzluluğu 1:2 süspansiyon metoduna göre 0.5-1.0 mS/cm olmalıdır. Satışa hazır bitkiler için maksimum ECnin 1.7mS/cm olması uygundur. Besin çözeltisi sürekli sulu gübrelemede 50 ppm N ve 50 ppm K₂O içermeli, haftalık uygulamada ise bu 200 ppm N ve 200ppm K₂O olmalıdır (Kessler 1997).

Afrika menekşesi için önerilen sulu gübreleme çok farklılık göstermektedir. Örneğin bölümümüzde uygulanan çözelti, % 3.5N, % 1P₂O₅, % 4K₂O 1 kapak (10ml)/L ölçüsünde seyreltildiğinde ppm olarak 350N, 100P₂O₅, 400K₂O verir. Ekim - Şubat ayda bir, Mart - Eylül 14 günde bir uygulanır (Varış 2013). Diğer bir öneri ise, ppm olarak 110N, 117P₂O₅, 125K₂O içeren bir sulu gübre ve bir gübresiz suyu dönüşümlü olarak her sulamada uygulamaktır (Varış 2014). Afrika menekşesi sulu gübresi düşük tuzlu besin olmalıdır. Yüksek nitrat Nu ve düşük amonyum ve üre Nu içermelidir. EC (1:2 süspansiyona göre) 0.8-0.9 mS/cm olması genç bitkiler için uygundur. Dikimden 6 hafta sonra 1.2-1.4 mS/cm olmalı, satışa hazır bitkiler için ise 1.7 mS/cmyi geçmemelidir. Genelde yeni saksıya dikilmiş bitkiler ikinci veya üçüncü haftaya kadar veya kökler saksı kenarlarına ve dibine ulaşıncaya kadar üst gübrelemeye gerek duymazlar (Kessler 1997). Afrika menekşesinde azot, fosfor, potasyum noksanlığında şu belirtiler ortaya çıkmaktadır (Korkut 2004):

 

  • Azot Noksanlığı: Zayıf büyüme, yapraklarda küçülme, alt yapraklar üzerinde sarı ve kahverengi lekelerle ortaya çıkar. Bitki ya çok az sayıda çiçek oluşturmakta ya da hiç çiçek vermemektedir (Şekil 5).
  • Fosfor Noksanlığı: Yapraklar çok küçülür; koyu, mat renk alır. Yaprak üzerinde siyah lekeler oluşur. Çiçeklenme olmaz, ya da çok az olur.
  • Potasyum Noksanlığı: Alt yapraklarda sararma, yaprak kenarlarında yer yer kahverengileşme görülür.

 

 

1.      10.CO2 Gübrelemesi: Serada 400-500 vpm CO2 uygulaması gelişme ve çiçek tomurcuğu sayısını artırır (Dole ve Wilkins,1999).

 

 

ÜRETİM TEKNİKLERİ

1.      Tohum ile Üretim: Ticari amaçla yeni tür ve varyeteler elde edilmek istendiğinde Afrika menekşeleri tohumla üretilmektedir. Genelde ıslahçılar tarafından kullanılır. Tohumdan itibaren çiçek açan bir bitki elde edilinceye dek geçmesi gereken süre genel olarak 7-10 aydır. Bu sürede sıcaklık, ışık, toprak şartları, saksı boyu, ebeveyn çeşidi, tohum ve zamana bağlı olarak değişiklik gösterir. Tohum ekimi için en iyi zaman Eylül - Ekim olmakla birlikte sera koşulları altında yılın herhangi bir zamanı da olabilir. Ekimden 5-10 gün sonra 22 °C sıcaklıkta, fidecikler toprak yüzeyinde görünmeye başlarlar. Ancak gelişmeleri için en az 3-4 ay beklenilmelidir.  

 

2.      Yaprak Çeliği ile Üretim: Ticari olarak en çok kullanılan çoğaltma yöntemidir. Seralarda her mevsim yaprak çeliği ile üretim mümkünse de, esas olarak ilkbahar ve yaz mevsimi en uygun zamandır. Bazı türler çok kolay bazıları ise çok zor köklenmektedir. Üretim için öncelikle, uygun yaprak seçimiyle işe başlanılmalıdır. Çok büyük, yaşlı yapraklar alınmamalıdır; bunlar bitkinin en altında bulunur, kolaylıkla çürürler ve köklenme yetenekleri zayıftır. Genç yapraklar da uygun değildir; daha gelişimini tamamlamamıştır ve bunlar küçük yavaş büyüyen bitkiler verirler. Büyümesini tamamlamış, orta büyüklükteki yapraklar alınmalıdır. Bunlar en güçlü ve sağlıklı yapraklar olup, hızlı büyüyen, sağlıklı bitkiler verirler (Korkut 2004).

 

Kessler (1997)e göre yaprak sapı 1-5 cm uzunluğunda olmalı ve köklendirme hormonu uygulanmamalıdır. Alınan yapraklar yüksek nemli alanlarda tutulan tohum kasalarına yerleştirilir. En iyi köklendirme ortamı  ½ perlit ½ torf karışımıdır. Kök ortamı sıcaklığının 24 °C, hava sıcaklığının ise 18 °C olmasını önermektedir. 8-12 hafta sonra 2.5 cm olan yavru bitkiler alınabilir. Yavru bitkilerin tek düze büyüklükte olması için sadece en büyük yavru bitkileri alınıp, yaprak tekrar dikilir ve üç defa bu işlemi yapacak şekilde döngü 2 haftada 1 tekrar edilir. Genç bitkiler viyollere yerleştirip, 2-6 hafta büyütülür ve bunlar satılır ya da 10 cmlik saksılara şaşırtılır. Suda köklendirmede yaprağın kesim boyu da önemlidir. Kısa kesilen yaprakların ucu su içinde çürüdüğünde, bu kısmı kesip atmak olanağı yoktur. Oysa uzun kesilen yaprakların ucu çürüme durumunda kesilerek, kalan sap tekrar temiz suya daldırılır. Diğer taraftan, uzun saplı bitki köklendiğinde, oluşan yavru bitki, ana bitkiye ihtiyacı kalmayacak kadar gelişince, yapraklı sap, yavru bitkinin üzerinden kesilerek ayrılır köklü olan yavru bitki torfa dikilir. Köksüz yapraklı sapta yeniden köklendirilir.

 

3.      Doku Kültürü ile Üretim: Doku kültürüyle hızlıca ve çok miktarda yeni bitki elde etmek mümkündür. Doku kültürü ile üretim yaprak sapı ya da yapraktan steril koşullarda alınan küçük bir parçanın özel hazırlanmış besin ortamları içerisinde geliştirilmesi ve sürgün oluşturması sonucunda yeni bitkiler elde edilmesi prensibine dayanır. Besin ortamındaki parçalar yaklaşık 3-4 hafta içerisinde köklenir. Köklenmeden 3-4 hafta sonra da ilk sürgünler görülür. Fideler 1 ay içerisinde tek başına dikilip yetişecek büyüklüğe gelir. Bu yöntemle bir yaprak ya da yaprak sapından 4-8 fide elde edilir. Ayrılan fideler 5-6 cm ara ile yastıklara veya viyollere dikilir. Fideler uygun büyüklüğe geldiğinde 10 cmlik saksılara dikilir. Bitkiler saksıya dikildikten sonra 3-4 hafta içerisinde çiçeklenir ve pazara hazır hale gelirler.

 

4.      Yaşlı Bitkilerden Alınan Tepe Çelikleri ile Üretim: Bitki yaşlanınca kaz boynu oluşur ve bitki yatar. Bu bitkinin büyüme noktasından tepe çeliği alınıp, 3 cmlik bir gövde kısmı yapraklarından temizlendikten sonra % 75 torf ve % 25 perlit karışımına veya % 100 süper iri perlite (1.5-5 mm çapında) dikilerek köklendirilir. Nem kaybını önlemek için saksının üzerine saydam plastik poşet geçirilir. Tepesi kesilmiş ve hala saksıda olan yaşlı bitkinin bakımına devam edilirse koltuklardan yavru bitkiler çıkar. Bu yavru bitkiler geliştikten sonra koparılıp köklendirilerek üretimde kullanılabilir (Varış 2014).

 

SONUÇ

Afrika menekşesi en çok tanınan ve en çok yetiştirilen saksılı süs bitkilerinden birisidir. Üretimi ve yetiştirilmesi kolay olup, tekniğine uygun yapılırsa başarılı olmak mümkündür. Ülkemizde yavru bitki üretiminden satışına kadar sektörün gelişmesine önem verilmelidir. Ülkemizdeki büyük şirketler yavru bitkiyi Hollandadan ithal etmekte ve ülkemizde 10cmlik saksıda yetiştirip, satışa sunulmaktadır. Ayrıca Hollandadan çok miktarda 10 cmlik saksıda satışa hazır bitki ithal edilmektedir. Döviz kaybının önlenmesi için yavru bitki üretimi dahil satışa dek tüm aşamaların ülkemizde gerçekleştirilmesi ve üretim miktarının arttırılması gerekir.

 

Şekil. 1 Afrika menekşesinde saksı değişimi.

Şekil. 2 Fazla ışığın yaprağa zararı.

Şekil. 3 Yaprakta güneş yanığı.

Şekil. 4 Aşırı gübrelemenin yapraklardaki zararı.

Şekil. 5 Azot eksikliğinin yapraklardaki görünümü.

Şekil. 6 Besin ortamına parçaların yerleştirilmesi.

Şekil. 7 Parçaların köklenmesi.

Şekil. 8 Sürgün oluşumu.

 

KAYNAKLAR:

     Baktır İ (2013). Türkiyede Süs Bitkilerinin Dünü, Bugünü ve Yarını. 5. Süs Bitkileri Kongresi  (1):  13-16, Yalova

     Çoban S, Varış S (2010).Ortanca Tarımı. Hasad. 307:92-100.

     Dole JM ve Wilkins HF (1999). Floriculture: Principles and Species. New Jersey: Prentice Hall.

      Kessler JR (1997). African violet In: Tips on growing speciality potted crops. (M.G. Gaston, S.A. Carver, C.A. Irwin and R.A. Larson eds) pp.7-12, Ohio: Ohio Florist Association.

      Korkut AB, (2004). Çiçek Yetiştiriciliği, Hasad Yayıncılık, İstanbul

      Varış S, (2013). Çiçekli Bitkiler için Sulu Gübre, Namık Kemal Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Bahçe Bitkileri Bölümü

     Varış S, (2014) Bitkisel Üretim Ders Notları, Namık Kemal Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Bahçe Bitkileri Bölümü

 

African violets are usually sold in 10-cm pots. In appropriate conditions it may flowering12 months in a year. Violet develops as rosette-shaped. The leaves are oval and fleshy, leave stalks are hairy. Flowers are round-shaped and having 5 petals. Flower stalks are shorter. All over the world there are many varieties of Violets. It has got white, red, purple, blue, pink, violet, bi-coloured and even yellow flowers.

 

 

 

 

 


Paylaş: