EXPO 2016 Antalya’daki Yeşil Vaha Bahçesi projesiyle adından söz ettiren -bu proje ‘Yenilikçi Bahçe Özel’ ödülü aldı- ve 2015 yılında düzenlenen RHS Hampton Court Sarayı Çiçek ve Bahçecilik Fuarı’nda ‘Türk Cennet Bahçesi’ projesiyle altın madalya kazanan Nilüfer Danış ile Türk bahçeciliği hakkında konuştuk. Türk bahçelerinin Cennet Bahçesi kavramıyla geliştiğini belirten Danış, “Klasik Türk Bahçelerinde daha çok, zengin el işçiliği ve süsleme sanatını görüyorken, modern Türk Bahçelerinde daha pratik, sade ve basit bir yaklaşım var” dedi.
“Türkiye, neredeyse Avrupa’nın tamamında yetişen 9000’in üzerindeki doğal bitki türüne ev sahipliği yapıyor” diyen İngiltere merkezli Lotus Design Studio şirketinin sahibi, yüksek peyzaj mimarı ve bahçe tasarımcısı Nilüfer Danış ile bahçecilik ve gelişmekte olan Türk bahçeciliği üzerine konuştuk. “Avrupa ve İngiltere’deki süs bitkilerinin büyük bir kısmı, ülkemizin endemik bitkileri olan laleler, çiğdemler, kardelenler ve siklamenlerin kültürleştirilerek geliştirilmiş halidir” diye sözlerine devam eden Danış ile bahçelerin kimliklerinin doğru yansıtılmasının önemi üzerine bir söyleşi yaptık.
Sizi tanıyarak başlayalım. Nilüfer Danış kimdir?
Ben, yüksek peyzaj mimarı ve ödüllü bahçe tasarımcısıyım. Özellikle kentsel mekanlar, ev bahçeleri, şehir parkları, toplu konutlar, oteller, okul ve şov bahçeleri gibi alanlarda 11 yıllık bir iş tecrübem bulunmakta. Ayrıca Lotus Design Studio şirketinin de kurucusuyum. (www.lotusdesignstudio.co.uk.)
Lotus Design Studio’yu kurmaya nasıl karar verdiniz? Meslek yaşamınız Londra ile nasıl kesişti? Kariyerinizi Londra’da sürdürmeye nasıl karar verdiniz?
İstanbul Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı bölümünden 2000 yılında mezun olduktan sonra İngiltere’ye giderek, Londra’daki Greenwich Üniversitesi’nde lisansüstü eğitimimi başarıyla tamamladım. Beş yıllık iş deneyiminden sonra da İngiliz Kraliyet Kararnameli, Patentli Peyzaj Mimarı (Royal Chartered Landscape architect) unvanını kazandım. Bu unvan, bana İngiltere’de ve tüm Avrupa’da peyzaj projelerine imza atma ve kendi şirketimi kurabilme yetkisini verdi.
İlk yıllarda kariyerimi Londra’da sürdürmeme neden olan, İngiltere’deki doğaya ve yeşil alanlara verilen önem ile peyzaj mimarlarına ve yaptıkları projelere olan saygıydı. Bir de bu nedenlere ek olarak oradaki iş deneyimimi ve kazandığım çeşitli ödülleri de ekleyebiliriz. Şimdi ise şirketimin Londra’da olmasına rağmen uluslararası birçok projede çalıştığım için kariyerimi sadece İngiltere ile sınırlamadığımı düşünüyorum.
CEBELİTARIK’TA HALK PARKI
Tasarımını yaptığınız önemli uluslararası projelerinizden örnekler verebilir misiniz?
Uluslararası önemli park projelerimden örnek olarak verebileceğim; 2012’de tasarımını yaptığım Cebelitarık’taki ilk halk parkı ve bu yıl gerçekleştirilen EXPO 2016 Antalya’daki Yeşil Vaha Bahçesi’dir. Her iki park da ziyaretçiler tarafından yoğun ilgi gördü.
ALTIN MADALYALI PROJELER
Bize aldığınız ödüllerden biraz bahseder misiniz?
İlk katıldığım tasarım yarışması olan 2012 yılında düzenlenen Hampton Court Sarayı Çiçek ve Bahçecilik Fuarı’nda ‘İlk Evimiz İlk Bahçemiz’ isimli şov bahçem, altın madalya ve kendi kategorisinde en iyi şov bahçesi ödülünü kazandı. 2014 yılında yine aynı fuarda ‘İyileşmeyen Kızgınlık Patlaması’ adlı soyutsal bahçem altın madalya ödülüne layık görüldü.
Bu fuar hakkında kısa bir bilgi vermek isterim; İngiltere’de ve hatta dünyada yüzölçümü bakımından gerçekleştirilen en büyük çiçek ve bahçecilik şovudur. Her yıl Temmuz ayında Londra’nın güneyindeki Hampton Court Sarayı’nın bahçesinde yapılmaktadır. Chelsea Flower Show’dan (Chelsea Cicek ve Bahçecilik Fuarı) sonra İngiltere’deki en önemli ve en prestijli ikinci şovdur.
Bu ödüllere ek olarak 2015’de Hampton Court Sarayı Çiçek ve Bahçecilik Fuarı’nda Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığı için tasarımını yaptığım ‘Türk Cennet Bahçesi’ adını taşıyan şov bahçesi, altın madalya ile ‘En İyi Dünya Bahçesi’ ödülünü aldı. Bu benim için çok özel bir ödül oldu. İlk defa üzerinde çalıştığım Türk şov bahçesi projesi, bu fuar için de bir ilkti. Zengin kültürümüzü temsil etmesi için gerçekleştirilen bu proje, aldığı ödüller ile hepimiz için gurur kaynağı oldu.
Bunlara ek olarak, İngiltere’nin en önemli ve prestijli şovlarından biri olan Chelsea Çiçek ve Bahçecilik Fuarı’nda Hartley Botanic firmasının ticari standı için 2013 ve 2014 yıllarında yaptığım tasarımlar, art arda en iyi sunum ödüllerini aldı.
Geçen yıl RHS Hampton Court Palace Flower Show 2015’te dünya bahçeleri katagorisinde altın madalya ve ‘En İyi Dünya Bahçesi’ ödülünü kazandıran ‘Türk Cennet Bahçesi’ fikri nasıl doğdu?
Söz konusu bahçe Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle, Hampton Court Sarayı’ndaki ilk Türk şov bahçesi çalışmasıdır. Orta ve batı Asya’da Moğollar tarafından geliştirilen ilk Türk Cennet Bahçeleri, dünyada birçok farklı bahçe tarzına ilham kaynağı olmuştur. Rönesans, Hindistan, İran, İspanyol ve Roma bahçeleri bunların en önde gelenleridir. Yine bu dönemde dünyanın yedi harikasından biri olan Taj Mahal, bir Moğol kralı olan Şah Cihan tarafından, eşi Mümtaz Mahal için yaptırılmıştır.
Bahçenin amacı, tarihe bu kadar önemli imza atmış ilk Türk bahçelerinin karekteriksel özelliklerine ve o dönemdeki bahçecilik kavramına dayanarak modern bir yaklaşımla zengin Türk kültürünü ve bitki örtüsünü tanıtmaktı.
Türk Cennet Bahçesi’nin özellikleri nelerdir? Bahçenin tasarımında nelerden esinlendiniz?
Bu bahçede kullanılan en önemli öğeler; yüksek avlular, zarif bir pavilyon, sebiller, fıskiye, su kanalları, çınarlar, selviler, meyve ağaçları ve sıcak renkli, mis kokulu çiçeklerdir. Cennet bahçesi konseptindeki bahçe, yüksek duvarlarla çevrilerek insanlardan uzak, korunaklı ve gizli bir mekan olarak oluşturulmuştur. Cennet bahçelerindeki vazgeçilmez öğelerden olan su ve gölge, bahçede başarıyla kullanılmıştır. Kaskatlı mermerler, çesme, su kanalları, pavilyon ve oturma alanları bahçede kullanılan diğer öğelerdir. Su öğelerinin yarattığı sıçramalar ve sesler, mekanı serinletmesinin yanında İslam’daki cennet bahçelerinin en önemli karakterlerinden bir tanesidir.
AKSESUARLARA ÖZEL İLGİ
Bahçeyi tasarlarken hangi malzemeleri kullandınız? Türkiye’ye has olan malzemeleri tedarikte nasıl bir yol izlediniz?
Bahçede kullanılan mermer sebiller ve fıskiye gibi su öğelerini, tasarımını yaptıktan sonra Afyon’da atölyeye kendim yaptırdım. İmalat sürecinde atölyeye ziyaretlerim oldu. Sonuç ortaya çıkana kadar benim için heyecan verici bir bekleyişti. Bu arada, su kanallarının içinde kullandığım el yapımı mavi çinileri ise Kütahya’ya giderek kendim seçtim. Kısacası, Türk işçiliği gerektiren geleneksel öğeleri, Türkiye’de yaptırmaya özen gösterdim.
Yer döşemeleri için, bahçelerimizde çoğu zaman tercih edilen traverteri seçtim. Bu malzemeyi de İngiltere’de çalıştığım bir firma, Türkiye’den benim için getirtti.
Bunların dışında tasarımını yaptığım duvarlardaki demir pencereler, pavilion ve oturma alanları Türk demir işçiliğini ve süsleme sanatını yansıtacak şekilde İngiltere’de yapıldı. Bahçede otantik bir atmosfer sağlamak için Türk lambaları, yastıklar ve kahve fincanları gibi küçük detaylara önem verip, geleneksel aksesuarları kullandım. Bu detaylar için, Kapalıçarşı başta olmak üzere birçok yere alışveriş yapmaya gittim. Özenle seçilmiş bu aksesuarlar, ziyaretçiler tarafından çok büyük ilgi gördü ve merak uyandırdı. Kullanılan her öğenin nerede ve hangi firma tarafından yapıldığı gibi birçok soru geldi.
Bu proje sayesinde, Türkiye ve İngiltere arasındaki gümrük ve transfer işlemlerini de çok iyi öğrenmiş oldum; çünkü bahçenin uygulamasını yapan firmada Türkçe bilen kimse olmadığı için bununla da ben ilgilenmek zorunda kaldım.
Bahçede kullanılan bitkiler hakkında bilgi verebilir misiniz?
Geleneksel Gülistan bahçelerimizi temsil etmek için çok sayıda gül kullanıldı. Bunun yanında, yine yaz mevsiminde bahçelerimizden hiç eksik olmayan zambaklar, güllerin arasına serpiştirildi. Bitkiler, adeta bir Türk halısının motifleri gibi güzel bir resim oluşturdu.
Tasarımda kullanılan sıcak renkli ve mis kokulu çiçekler, ortama pozitif bir enerji ve heyecan getirerek Türkiye’nin zengin doğal bitki örtüsünü simgeledi. Türkiye, neredeyse Avrupa’nın tamamında yetişen 9000’in üzerindeki doğal bitki türüyle dünyada şaşırtıcı bir zenginliğe sahiptir. Avrupa ve İngiltere’deki süs bitkilerinin büyük bir kısmı, ülkemizin endemik bitkileri olan laleler, çiğdemler, kardelenler ve siklamenlerin kültürleştirilerek geliştirilmiş halidir.
Size göre Türk bahçeleri nasıl bir özellik taşıyor?
Bana göre Türk bahçeleri, Cennet Bahçesi kavramıyla gelişmiş, ferahlık, serinlik ve huzur veren, görme ve koklama gibi tüm duyularımıza hitap eden, el işçiliğinin ve süsleme sanatının ön planda olduğu, renkli, zengin ve gösterişli mekanlardır. Bunlara ek olarak geleneksel bahçelerimizde, gölge veren geniş yapraklı ağaçlar, meyve ağaçları ve su öğelerinin sıklıkla kullanılmasıyla önemli ölçüde çevresel sürdürülebilirlik söz konusudur.
KLASİK TÜRK BAÇESİNİN ZENGİNLİĞİ
Bu çalışmanızda farklı bahçe tarzlarından etkilendiniz mi?
Geleneksel öğeleri (sebil, fıskiye, bitkilendirme vb) biraz modernleştirerek tasarlayıp sunsam da, bahçe tamamen geleneksel Türk bahçesi konseptine dayalıydı.
Modern Türk bahçeleri ile klasik Türk bahçeleri arsında nasıl farklar var?
Klasik Türk bahçelerinde, ağırlıklı olarak zengin el işçiliğini ve süsleme sanatını görebilirsiniz. Modern Türk bahçelerinde ise daha pratik, sade ve basit bir yaklaşım söz konusu.
Bu çalışmayı hayata geçirirken etkilendiğiniz bir bahçe örnekleri veya bahçe mimarları var mı?
Tasarıma başlamadan önce, Türk bahçeleri ile ilgili yerli ve yabancı kaynaklardan çok geniş kapsamlı bir araştırma yaptım. Türklerin göçebelik çağlarındaki bahçeleriyle ve 10. yüzyılda Şamanizm’den İslam’a geçtikten sonraki bahçe tarzları arasında çok büyük farklılıklar var.
Türkler, göçebelik çağlarında yaşam alanlarını doğanın güç koşullar yüklediği bölgelerde doğal peyzajın uygunluğuna göre seçmişler; örneğin ırmak yakınları ya da alçak bölgeler gibi. Buralara yerleştikten sonra, doğayı kendi haline bırakmayı tercih etmişler. İslamiyet’in kabul edilmesinden sonra ise Türk bahçelerinin, Cennet Bahçesi kavramı etkisinde yavaş yavaş aksiyalite ve simetrinin tasarımda kullanılmasıyla formel bir görünüşe dönüştüğü görülmektedir. Bu erken Türk bahçelerinin Çin, Hint ve İran bahçelerine benzedikleri söylenir.
Geleneksel Türk bahçesi örneği olarak 11-13. yüzyıl arasındaki sözünü ettiğim ülkelerin bahçe tarzlarını inceledim. Tasarımımda, bu bahçelerde kullanılan dizayn prensiplerinden etkilendiğimi söyleyebilirim. Bu dönemdeki bahçelerde kullanılan her bir öğenin Cennet kavramı altında önemli bir anlamı vardır.
Bahçe mimarları konusunda ise; eski Türk bahçeleri hakkında araştırmaları olan ODTU Mimarlık Fakültesi’nde görev almış değerli Prof. Dr. Gönül Evyapan, bu bahçenin oluşmasında bana bilgileriyle büyük bir esin kaynağı olmuştur.
Sizce bahçe sanatlarını ve tarzlarını iyi bilmek, tasarımda ne gibi avantajlar sağlamaktadır?
Bence, bahçe sanatlarını ve bu sanatlardan dolayı oluşmuş farklı bahçe çeşitlerini iyi bilip bunları tanımak, yapılan tasarımın daha anlamlı, kaliteli, kimlikli ve doğru bir kompozisyonda oluşturulmasını sağlamaktadır.