30 yılı aşkın deneyimiyle doğa ve insan odaklı peyzaj tasarım ve uygulamaları gerçekleştiren Karaoğlu Peyzaj'ın, 30 yıl içerisinde hayata geçirdiği çalışmaları özellikle de The Peninsula Hotel İstanbul projesini Karaoğlu Peyzaj Kurucu Ortağı Yasin Otuzoğlu ile konuştuk. Tarihi miras ve sürdürülebilirlik alanlarına odaklanan projede yerel bitki türleri ön plana çıkıyor.
Karaoğlu Peyzaj şirketinin ana faaliyet alanı nedir?
-Karaoğlu Peyzaj olarak, 30 yıllık deneyimimizle doğa ve insan odaklı peyzaj tasarım ve uygulamaları gerçekleştiriyoruz. Sürdürülebilirlik odaklı peyzaj çözümlerimizle, iklim krizine karşı sera gazı emisyonunu azaltma, kentlerin soğutulmasına katkıda bulunma ve doğa onarım ile ekolojik dengenin desteklenmesi hedefleriyle uygulamalarımızı gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Doğa tabanlı yaklaşımlarla sürdürülebilir şehirler için inovatif ve çevre dostu peyzaj çözümleri sunuyoruz. Bu anlayışımız, insan ve doğa arasında uyum sağlayarak hem çevresel hem de toplumsal fayda sağlamak üzerine kurulu. Tüm projelerimizde peyzaj tasarımlarını ulusal ve uluslararası en üst kalite standartları ile buluşturarak müşterilerimize en kaliteli peyzaj uygulamaları deneyimini yaşatıyoruz.
Karaoğlu Peyzaj, The Peninsula Hotel İstanbul projesine inşaatın hangi aşamasında katıldı?
-The Peninsula Hotel İstanbul tarihi yapılardan oluştuğu için binaların restorasyon süreçleri, cephe bitişleri ve ince işlerin tamamlanması beklenmeden, dış mekan altyapı inşaatı aşamasında projeye dahil olduk. Çalışmalarımız sırasında, hem tarihi mirası koruma hem de estetik ve fonksiyonel bir dış mekan yaratma hedefini gözeterek özenle ilerledik. Peyzaj tasarım ekipleri tarafından hazırlanan konsept peyzaj tasarımlarının detaylı uygulama projelerini hazırlamak ve imalat detaylarını çözümlemek için projeye erken evrede başladık.
Otelin tarihi binaları 20. yüzyılın ilk çeyreğinde inşa edildi. Bu yapılar, peyzaj tasarımı, bitkilendirme ve yüzme havuzları gibi su öğelerinin yerleştirilmesi açısından nasıl adapte edildi? Bu projede karşılaştığınız zorluklar ve bu tür binalara özgü yeşil çatı teknolojileri hakkında detaylı bilgi verebilir misiniz?
-Bu projeyi peyzaj tasarım grubu, işveren mimari tasarım grubu, işveren inşaat yapım grubu ve projede görev alan diğer ilgili alt yüklenicilerle büyük bir uyum ve koordinasyon içerisinde, multidisipliner bir çalışma anlayışı içerisinde gerçekleştirdik. Belirtmek isterim ki The Peninsula Hotel İstanbul'un konsept peyzaj tasarımcısı dünyaca ünlü peyzaj tasarımcısı Enzo Enea ve firması Enea Landscape Architecture'dır. Yüzme havuzlarının, zemin kat ve Kral Dairesi için İstanbul Boğazı'nın bir parçası olarak algılanacak şekilde konumlanması peyzaj ile bir bütünlük oluşturdu.
The Peninsula Hotel İstanbul, konum olarak İstanbul'un lojistik açısından en zorlu güzergâhlarından birinde yer alıyor ve proje süreci, hemen yanı başındaki Karaköy Katlı Otoparkı'nın yıkımıyla aynı zamana denk geldi. Buna rağmen çalışmalarımızı titizlikle planladığımız için projeyi zamanında ve başarıyla tamamladık.
Tarihi yapıların yer aldığı projelerde yeşil çatı uygulamalarında en büyük zorluklar, statik yüklerin uygun şekilde yönetilmesi ve binanın izolasyonunun korunmasıdır. Bu projelerde, statik yükleri minimumda tutmak için besin değeri yüksek, ancak hafif karışımlar tercih ettik. Bitkileri ise daha küçük saksılarda, ancak olgunlaşmış boyutlarda dikerek yükü azalttık. İzolasyonun zarar görmemesi için, metal saksıları dübel ile ankrajlamak yerine, yüksek dayanımlı özel yapıştırıcılar kullandık. Bu sayede hem izolasyonu koruduk hem de uygulamanın dayanıklılığını artırdık.
Dağcı ekipler, otelin peyzaj uygulaması sırasında ne amaçla kullanıldı ve nasıl bir kolaylık sağladı?
Yenilenen Balo Salonu cephesindeki metal saksılar tamamlandıktan sonra, cepheye camların montajı yapıldı. Bu durum, bina içinden saksılara erişimi imkânsız hale getirdi. Ayrıca zemin katta döşeme imalatları tamamlandığı için araçlarla zeminden de erişim sağlanamadı. Bu sebeplerle, tüm güvenlik önlemleri alınarak saksılardaki perennial bitki dikimleri profesyonel dağcı ekipler tarafından tamamlandı.
Dağcı ekipler, erişimin sınırlı olduğu veya imalatlara zarar verme riski bulunan alanlarda bitki dikimi ve bakımı için etkili bir çözüm sunuyor. Bu yöntem, özellikle detaylı ve hassas çalışmalarda tercih edilebilir. Yüksek alanlarda ve cephelerde yapılacak peyzaj çalışmaları için bu tip yüksek ve tehlikeli alanlarda çalışmada deneyimli dağcı ekiplerle çalışmak, peyzaj uygulamalarında güvenli bir çalışma ortamı sağlamak açısından önemli.
Bu projede kullanılan bitkilerin çeşitliliğinden bahseder misiniz? Bitkiler yerel miydi, yoksa Avrupa fidanlıklarından mı temin edildi?
-The Peninsula İstanbul Hotel projesinde peyzaj tasarım grubu Enea Landscape Architecture tarafından İstanbul'un doğal ve ekolojik yapısına uygun yerel bitki türleri ağırlıklı olarak kullanıldı. Bunların en başında İstanbul'da boğazın yamaçlarını kaplayan erguvan ağaçları (Cercis siliquastrum) ve Ostryalar (Ostrya carpinifolia) bulunuyordu. Yine aynı şekilde projede Lübnan sedirleri (Cedrus libani) bitkisel tasarımın önemli bir temelini oluşturuyordu.
Avrupa'dan temin edilen bitkiler İtalya, Almanya ve Hollanda'nın en iyi üreticilerinden tedarik edildi. Yerli bitkiler ise Karaoğlu Peyzaj İstanbul Fidanlığı'ndan seçildi. Bu projede bitkisel peyzajdaki en önemli hedef proje tamamlandığında oturmuş ve yetişkin bir peyzaj alanı elde etmekti.
Projede kullanılan tüm bitkiler Avrupa ve Türkiye'deki en iyi fidanlıklardan firmamız tarafından özenle seçilerek İstanbul'da bulunan merkez fidanlığımıza nakledildi. Burada bitkilerin uygulama aşamasına kadar gerekli bakımları ve İstanbul iklimine adaptasyonları gerçekleştirildi. Sonrasında da projedeki uygulama aşamasına göre sırasıyla uygulama sahasına nakledilerek dikimleri gerçekleştirildi.
Aynı zamanda Karaoğlu Peyzaj olarak İstanbul, Sakarya ve Ankara'daki toplam 48 hektarlık fidanlık üretim ve lojistik merkezlerimizde yüksek ihracat kapasitesi ile hizmet sunuyoruz. Fidanlıklarımız peyzaj uygulamasını gerçekleştirdiğimiz çalışmalarda elbette operasyonel kolaylık sağlıyor.
Karaoğlu Peyzaj, otelin peyzaj bakımından sorumlu. Boğaz kıyısında bulunan ve kendine özgü mikroiklimi - rüzgar, güneş vb. - olan bu alanın çatıda kullanılan bitkilere etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Bu projede kullanılan bitki türleri, bölgenin iklim koşullarına ve çevresel durumuna uygun olarak seçildi. Ortama daha hızlı uyum sağlamaları için tüm bitkiler, dolgun ve gelişmiş saksılarda temin edildi. Ancak, rüzgar ve deniz nemi nedeniyle mantar hastalıklarının hızla yayılma riski bulunuyordu. Proje 2023 yılında tamamlanmış olmasına rağmen, bitkilerin sağlıklı bir şekilde büyümesi ve 10 yıl boyunca bu alanda bulunmuş gibi görünmelerinin ardında düzenli bakım, ilaçlama ve kontrollü budama gibi özenli bakım süreçleri yatıyor.
Otel kompleksi BREEAM sertifikalı. Yeşil alanlar hem zemin seviyesinde hem de çatılarda oldukça geniş. Bu alanlar nasıl bir sulama sistemine sahip?
-Öncelikle bu projede, bitkilendirme açısından en önemli prensip, yerel ve az su tüketen bitkilerin tercih edilmesi. Az su tüketimine uygun olan otsu türler ve sukulentler, tüm bitkisel alanın %70'ini oluşturuyor. Çim kullanımının minimumda tutulduğu projede, alanın tamamı bitkilerin su ihtiyaçlarına göre düzenlenmiş otomatik sulama sistemiyle sulanıyor. Bu yaklaşım, sürdürülebilir bir peyzaj tasarımı için önemli bir adım olup, su tasarrufu sağlarken çevreye duyarlı bir çözüm de sunuyor.