Tarım, insanoğlunun temel ihtiyaçlarından birisi olan gıda üretimine yönelik yapılan faaliyetler dizinidir. Günümüzde şehirleşmeyle birlikte tarım alanları azaldığından daha modern teknikler kullanılarak tarım faaliyetleri yürütülmektedir. Kentte yaşayan çocukların doğa ve tarımsal faaliyetlerden uzak olarak büyümelerinin gelişimsel bütünlükleri açısından sakıncalarını vurgulayan uzmanlar, gıda güvenliği ve tarımın sürdürülebilirliği başlıklarına dikkat çekiyorlar. Bu doğrultuda Gaziantep Şehitkamil Belediyesi'nin hayata geçirdiği Agro Park projesini detaylarıyla inceledik.
Agro Park Projesi çocuklarda tarım ve girişimcilik konularında farkındalık yaratarak ve kapasite geliştirerek tarımsal girişimciliğin yeni nesiller arasında özendirilmesini hedefliyor. Diğer yandan tarım ürünlerinin nasıl yetiştiğini öğreterek daha bilinçli ve üretici bir toplum oluşturmayı amaçlıyor bunu da çocuklara erken yaşta belirli konularda farkındalık kazandırarak yapmak istiyor. Yeni nesiller, ihtiyaç duydukları ürünlerin soframıza hangi aşamalardan geçip geldiklerini bilmeyip sadece satın alma aşamasını görmektedir. Sürdürebilirliği sağlamak, gelecek nesilleri tarım ile ilgili bilgilendirmek, merak uyandırarak meslek edinmelerini sağlamak amacıyla Agro Park fikri doğmuştur. Üretken bir toplumun, tarıma değer vererek başarılı olacağını küçük yaşta aşılamak sosyal ve ekonomik açıdan Gaziantep'te çok önemli katkılar sağlayacaktır.
Gaziantep Şehitkamil ilçesinde 91 bin metrekarelik bir alana belediye çalışanları tarafından tasarlanıp yapılan Vadi Park ile aynı bölgede bulunan, Agro Park; toplamda 317 bin metrekare alan üzerine; bölgede, doğal olarak yetişen; elma, armut, muşmula, vişne, kiraz, mahlep, alıç erik ,incir, hünnap, yenidünya, nar, nektarin, şeftali, kayısı, ayva, Trabzon hurması, badem, dut, ceviz, iğde, zeytin, fıstık, buttum, menengiç, kivi, kızılcık, kaymak çalış, böğürtlen, ahududu, dağ çileği, yaban mersini, kuşburnu, sumak ve fındık ile 12 bin 500 metrekare meyve bahçeleri, 830 metrekare mevsimine göre domates, biber, patlıcan, kavun, karpuz, kabak, havuç, patates, kereviz, soğan, sarımsak gibi bitkiler için bostan alanı 1800 metrekarelik tropik bitkiler ve tropik meyvelerin serası, topraksız tarım serası, fiili olarak çalışan su değirmeni ve su tulumbası, mini tarım müzesi, yanı sıra eğitim ve hediyelik eşya ürün satış noktası ile projenin hedefine ulaşması için gereken her şey titizlikle yapıldı.
550 metrekare workshop atölye alanında; Milli Eğitim Bakanlığı, Tarım Bakanlığı ve Şehitkamil Belediyesi tarafından oluşturulan müfredat çerçevesinde çalışmalar yürütülecektir. Buradaki amaç; Milli Eğitim tarafından belirlenen ve ulaşımı Şehitkamil Belediyesi tarafından yapılan 25'er kişilik gruplara Gaziantep'e özgü yöresel lezzetlerin serüveninin eğitimini verilecek. Peynir, pekmez, salça, nar ekşisi vb. ürünlerin yapımlarının anlatılacağı sinevizyon odası, permakültür eğitimi gibi birçok eğitimin verileceği atölyeler hazırlandı. Eğitimler öğrencileri temel besinimiz olan buğdayın hikayesi ile karşılıyor, ekmeğe nasıl dönüştüğünü uygulamalı olarak gösteriyor. Klasik usulde öğütülmüş unla, misafirlere hazırlanan ekmeği ikram ederek eğitim başlıyor. Eğitim alanındaki uygulamalardan sonra sahada fiziki olarak meyve ve sebzelerin tanıtım turu sırasında çocukların beslenmesinde önemli bir yere sahip olan yumurta, zeytin, üzüm ve balın hikayesi anlatılıyor.
Agro Park'ta bulunan tropik sera ve topraksız tarım serası toplamda 1.800 metrekarelik alanda kurulu olup, farklı iklim kuşaklarına sahip tropik bitkiler, Akdeniz bitkileri, tropik meyve, kaktüs ve sukkulent, orkideler, narenciye, böcek yiyen bitki, epifit bitki gibi farklı kategorilerden oluşmaktadır. Seramız tam otomasyon sistemi ile çalışmakta olup her bölümün ihtiyacına göre havalandırmasından nemlendirilmesine kadar sislemesinden damlama sulamaya kadar otomatik olarak yapılmaktadır. Böylece serada çocuklar bitkilerin hangi iklimde yetiştiğini görerek öğreniyor, aynı zamanda doğayla iç içe olmanın keyfini yaşıyorlar. Genelde tüketilen meyvelerin dışında kalan, birbirinden nefis ve vitamin dolu tropikal meyve çeşitlerini çocuklara göstermeyi ve öğretmeyi amaçlamaktadır.
Geleneksel tarımla hem ihtiyaçları karşılamakta hem de dünyamızı kirletme konusunda sorunlar yaşıyoruz. Sanayi devrimi, ilkel koşullarda devam eden tarımda modernizasyonu başlattı. Böylelikle tarımda 2. Evreye geçildi. Ancak İkinci Dünya Savaşı sonrasında yaşanan nüfus patlamasıyla birlikte, gıda ihtiyaçları karşılanamaz oldu. Daha fazla tarım ürünü için toprak kontrolsüzce işlendi; gübre ve ilaç kullanımı arttı. 20. yüzyılın 2. yarısında seracılığın gelişmesi ile beraber, tarımda 3. evrim gerçekleşti. Daha küçük alanlarda, daha uzun sezonda, daha çeşitli ürünler üretilmeye başlandı. 2050 yılında dünya nüfusunun 12 milyara ulaşacağı ve tarım alanlarının daralacağı bekleniyor. Halen sürdürülmeye devam eden geleneksel tarım, dünyanın gıda ihtiyacını karşılamaya çalışırken kullanılan ilaçlar, gübreler, vitaminler insanoğluna ve doğaya zarar veriyor. Tükettiğimiz gıdaların yanında toprak, su ve hava da kirleniyor. Bu durum, artan dünya nüfusu için de büyük bir tehdit oluşturuyor. Ama dünyamız çözümsüz değil. Bitki fabrikaları ile tarıma doğallığı geri getirdik. Bunun yanında yeşil teknolojiyle üretimi ve verimliliği hiç olmadığı kadar artırmış olduk. Bu üretim sistemiyle 7 gün 24 saat kapalı alanda, hiçbir dış faktörden etkilenmeden, her koşulda tarım yapmanın önünü açmakta olup organik ve sağlıklı üretimi vatandaşımız ile buluşturmuş oluyoruz. Bunu yaparken minimum su kullanımı ile mükemmel kalitede ürünler elde ediyoruz. Tohum mucizesinin hakkını veriyoruz.
TMMOB Peyzaj Mimarı Odası'nın düzenlemiş olduğu 14. Ulusal Peyzaj Mimarlığı Ödülleri'nde, Kamu Tarafından Gerçekleştirilen Peyzaj Tasarımında Sürdürülebilir Uygulamalar ve Projeler Ödülü'nü almış olmamız bizi daha ileriye götürmektedir.